Çelik İş Sendikası Genel Başkanı A. Cengiz Gül, KARDEMİR’de süren Toplu İş Sözleşme (TİS) görüşmeleri ile ilgili işçiyi bilgilendirme amacıyla fabrika içerisinde bulunan sendika temsilciliğimiz önünde miting yaptı. Mitinge Genel Sekreter Yunus Değirmenci, Genel Eğitim Sekreteri Recep Akyel ve Karabük Şube yönetimi de katıldı. Yoğun katılımın olduğu mitinge Çelik İş Sendikası Genel Başkanı A. Cengiz Gül “İşçi sendika omuz omuza” “Başkan nerede biz oradayız” sloganlarıyla karşılandı. Genel Başkan Gül, toplu iş sözleşme görüşmelerinde (TİS) kırmızı çizgimizin yüzde 42 olduğunu belirterek konuşmasına başladı: “Çok sıkıntılı bir dönemi birlikte bitirmek için buradayız. Başkanlar büyük olmaz, inanın ki çalışanları yüreği kararlılığı başkanları büyük yapar, elbette ben bunda bir vesileyim, en iyi ücreti KARDEMİR işçisi alır. Şahsıma, Çelik-İş Sendikası’na, Karabük Şubesine olan güveninizi biliyorum ama geldiğimizden beri KARDEMİR işçisinin mücadele azminin yürekliliğine inanıyorum. Size inanıyor size güveniyorum. Karabük işçisinin geçmişindeki ağabeylerinizin, babalarınızın, mücadelelerini bildiğiniz için Karabük’e gelirken inançla sabırla ve bunun getirdiği başarıyla dik durdum. İlk bayramda yetkili olmamıza rağmen yargı sürecindeki yetkisizlik sürecinde Çelik-İş Sendikası Karabük Şubesi önünde çok net mesajlar verdim. Onu algılayamayanlar, hep büyük laflar edip o lafların altında kalanlar bizleri de tahmin ediyorum ki onlara benzetti. Çok önemli bir ayrıntıyı söyledim. ‘Ben rahmetli Metin Türker kuşağından geliyorum, ben mücadeleden geliyorum, grevlerden geliyorum’ işte bunu algılayamayanlar, anlamayanlar bizim o gün sözlerimizi bir sendikacının işçisinin birlik beraberliğini birleştirmek için sendikal laflar olarak söylediğimizi söylediler. Ben kendi geçmişimi, Çelik-İş’in vizyonunu çok iyi biliyorum. Çelik-İş Sendikası’nın geleneği yer yer sarsılmış olabilir, yöneticiler bu vizyonu devam ettirememiş olabilirler, Çelik-İş in bir vizyonu var bu Metin Türker’in vizyonuydu. Biz o emeğin karşılığını almak için diz çökmeden, yalvarmadan, hiç kimseye hakaret etmeden emek mücadelemizi çok anlamlı kılarım demiştim.”Diklenmekle, dik durmayı ayırt edebilen bir insan olduğunu söyleyen Gül, şunları söyledi: “Buraya geldiğimizden beri çok şeyler söylemek istediğimiz anlar oldu, bazen yakışanı yapmamız gerekir diye düşündük. Gerekenleri yapsak, bugün birliğimiz beraberliğimiz bu alanda bu kadar güçlü olamazdı. Duygularımıza kapılsaydık, Çelik-İş Sendikasının bu yiğit işçileri bu kadar birlik içinde olamazlardı. Yakışanı yaptık, onun için bu meydanda kararlılığımızı göstermek gerektiğini düşündük. Kararlıyız, bu kararlılığımız herkes tarafından anlaşılacak. Çelik-İş Sendikası’nın bu kararlılığı, Genel Müdüre nezaket ziyaretimde çok net anlaşıldığını gördüm.” Kararlılığın zaferi getireceğini anlatan Genel Başkan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü; “Çalışanlara hiçbir zaman fazla ücret verilmez, hem az verilir. Ama sendikaların emekten yana olanların duruşu ve kararlılığı burada da başarıya ulaşacaktır. Ateşin karşısında çalışıyoruz. Ateşin uzağında olan adını anmayı, içinde olan yanmayı bilir. Biz adını anmayı bilenlerden değiliz, biz ateşin karşısında yanmayı biliyoruz, o ateşin karşısında çalışanlar biziz. Bu sene insanlık moda olsun’ diye bir söz vardır, ben o cümleyi değiştirmek istiyorum, bu sene KARDEMİR işçisinin ücreti moda olmalıdır. KARDEMİR’de bu sene modayı KARDEMİR işçisi belirleyecektir. Birlikte yola çıktık. Bir bayram vesilesiyle Karabük şubesinin önünde yaptığımız toplantıda bin 72 yeni giren arkadaşlarımızı bazı kısımlar işçi olarak görmüyor, muvazaa olarak görüyorlardı, yok sayıyorlardı, bir kısmı da ‘burada protokoller var, 5 yıl bu işçi asgari ücretle çalışacak’ diyorlardı. Herkes acabalar ve keşkeler derken işçi sınıfına olan kararlılığımla net cümle kullandım, bizim geçmişimizi bilmeyenler, bizim İSDEMİR’de OYAK’a karşı yüzde 40 zam aldığımızı bilmeyenler o gün onları söylediler işte yetkiliyiz. KARDEMİR işçisi şahit, herkes şunu bilsin ki, bin 72 işçi buranın muvazaa değil KARDEMİR’in işçisidir. Onun için bin 72 işçi muvazaa görenler çelik hanede, yüksek fırında SİMTER’de, enerji tesislerinde çalışırken göremeyenler, bu fabrikaları bir gün bile gezemeyenler ancak muvazaa görür. O gün söyledim, öyle bir protokolü yok sayıyorum, benim için yok hükmündedir dedim. Biz onu söylerken bir daha KARDEMİR’e gelmemek üzere, KARDEMİR işçisinin yüzüne bakmamak için söylemedik. Metin Türker bize ‘emanet etti’ dedik. Emanet ettiği grevin çocukları o emanete sahip çıkar dedik. Onları toplu sözleşme dışında tutmak isteyen anlayış ve onları hiç işçi görmeyen anlayışa karşı olarak kullandım. Eski arkadaşlarımız zaten öyle bir sorunu yok. Bir tehlikeyi sezinledim, onun için o bin 72 arkadaşımız rahat olsunlar, 15 yıllık işçi toplu iş sözleşmesinde neyse yeni giren işçi o anlamdadır. Bunun asla ve asla dönüşü yoktur. Atomu parçalamak çok zordur, atomu parçalamak bilim dünyasında yeni bir çağ başlatmıştır, bende KARDEMİR’de yeni bir çağ başlatmak istiyorum. KARDEMİR işçisini parçalamak artık mümkün değildir. KARDEMİR işçisi bölük pörçük parçalanırsa bir daha toparlanması mümkün değildir. Kimse KARDEMİR işçisini bölemez. Biz, TİS masasından kalkmadığımız sürece sizin bu tür eylemlerinize hiç gerek yok, ne zaman genel başkanınız masadan kalkarsa ip kopmuş demektir, o zaman en can alıcı eylemleri hayata geçiririz. Ama şimdi masadayız, görüşmeler devam ediyor. Elbette 10 yılda bu işi böyle götürenlere kolay kolay anlatmak biraz zaman alacak. Onun için biraz sabırlı olun. 10 yıl sabrettiniz, sabırlı olun sabır teslim olmak değil mücadele etmektir. 10 yıllık süreci benim bir anda anlatmamı beklemeyin, yavaş yavaş anlatıyorum. Benim ve genel merkezin net çizgisi var, biz neyi revize edeceğimizi nerede geri atacağımızı, nerede geri adım atıp sonra büyük adımlar atacağımızı biliriz” KARDEMİR sözleşmesinin Türkiye’nin en büyük sözleşmesi olacağının altını çizen Genel Başkan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben çok geri vitesi bilmem, ama bu kurumsaldır, eğer Çelik-İş Sendikası KARDEMİR’in geleceği için öyle bir süreç yaşamışsa bu da bize, bu süreçte bunları geri döndürmek, bize düşmüşse bu da bizim kırmızı çizgimizdir diyorum. ‘Yüzde 42’yi alda görelim seni’ diyorlar, ben burada söz veriyorum bu yüzde 42’ler alınacak diyorum. Biz kırmızı çizgimizi koyduk, belki anormal rakam söylüyorum ‘bu başkan kendi koltuğunu riske sokuyor’ diye duyuyorum, ama ben bir sabır gösterdim, KARDEMİR işçisinin birlik ve beraberliğini sağlamadan söylemedim, içimde bir uhde vardı, KARDEMİR işçisinden alınan yüzde 42 KARDEMİR işçisine verilecek uhdesiydi. Elbette sıkıntılarımız var, 2011 yılı ciddi bir sıkıntı, ama tüm bunları aşarak İnşallah 2012’yi de bunun içine katarak o kırmızı çizgiyi 2012 rakamlarını yakalayarak, aşarak bir sözleşme imzalayacağız. Bunun geri dönüşü yoktur. Dürüstlüğümüzden, doğruluğumuzdan Allah bizi bir gün şaşırtmadı, şaşırtmasın.”
Bizim yolumuz KARDEMİR işçisinin alın terini alma yoludur” diyen
Genel Başkan Gül, başka bir niyetleri olmadığını söyledi. “O sermaye guruplarına sesleniyorum; KARDEMİR işçisinin alın terinden, KARDEMİR işçisinden elinizi çekiniz. Alın terinden elinizi çekiniz. KARDEMİR işçisinin alın terini size kullandırtmam. Bizim korkmayacağımızı herkes bilsin Allah’a çok şükür alnımız ak, ne yolsuzlukla, ne başka bir olayla bizi ne suçlayabilirler ne de laf söyleyebilirler. Biz onurla sendikacılık elbisesini giydik. Mücadeleler yaptık, hep iyi sözleşmeler imzaladık, alın terinin karşılığını aldık. Endüstriyel ilişkilerde haddimizi aşan sözler söylemedik. Mutullah Yolbulan, Kamil Güleç ile sorunumuz olmaz, biz saygı gösterirken saygı görmek istiyoruz. Biz KARDEMİR işçisine saygı istiyoruz.” Tek arzumuz KARDEMİR işçisinin mutlu olması olduğunu söyleyen Genel Başkan Gül, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bize en önemlisi işçinin saygı göstermesi, bizim için ölçü budur. Eğer Kardemir işçisi Karabük işçisi, Çelik-İş Sendikasına, Genel Başkanına omuz omuza bu mücadelede, yan yana yürüyorsa en büyük saygı budur. Gerisinin hiçbir önemi yoktur. Biz sizin olurunuzu almadığımız sözleşmeye imzamızı atmayacağız. Çelik-İş Sendikasının KARDEMİR’in dışında toplu sözleşme görüşmeleri yaptıramaz. Bizim toplu sözleşme görüşmelerini yapacağımız yerler belli, bizim özel istek ve arzularımız olamaz. Bizim tek arzumuz KARDEMİR işçisinin mutlu olması.” dedi.