CHP İskenderun eski Belediye Meclis Üyesi Av.Bülent Akbay, Lice’de yaşanan bayrak krizini değerlendirirken, halkın galeyana gelmemesi gerektiğinin altını çizdi ve ekledi:
“Karanlık senaryolar devrede”
CHP İskenderun eski Belediye Meclis Üyesi Av.Bülent Akbay, Lice’deki bayrak krizini değerlendirdi. Medyanın uzun süredir AKP’nin denetiminde olduğunu kaydeden Av. Akbay, açıklamalarının devamında, “Servis edilen olayları değerlendirirken haberlere mesafeli yaklaşmakta fayda görüyorum. Herkesi şaşkınlığa sürükleyen olaylar patlak verdiğinde, sağduyulu ve sabırlı olmalıyız. Halkı galeyana getiren haberlerin arkasında neler olduğunu sorgulamak ihtiyacı duyuyorum. Özellikle de birilerini düşman ilan etmemizi isteyen Tayyip Erdoğan’ın çıkışlarından sonra. Şimdi de “bayrak krizi” etrafında fırtınalar koparmamız isteniyor. Bizden beklenen tam da bu. Oysa kendi adım kadar eminim ki Lice’de iki sivil yurttaşı öldürenlerle, bayrak krizini yaratanlar aynı tornanın ürünü tetikçilerdir. Lice’de iki kişi gerçek kurşunla ölmüş, o ortamda bir sivilin hem de askeri bir binadaki TC bayrağını rahatlıkla indirebileceğine inanacak kadar saf mısınız? Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; o bayrak AKP’nin grup toplantısının gündemi olması için indirildi. İstanbul’da tüm toplumsal olaylarda kullanılan sivil giyimli milislerin görevi provokasyonlar yapmaktır. İstanbul’da belediye otobüsüne molotof atan kişinin Mit üyesi çıkması tesadüf değildi. Böyle bir olaydan sonra AKP’nin herhangi bir yöneticisinin pişmanlığına, özrüne veya istifasına rastladınız mı? Bu ülkede son yıllarda provokasyon kokan çokça olayla karşılaşıyoruz. Geçmişe damga vuran tüm büyük olaylarda aynı senaryo ortaya konuldu. AKP bunu artık göstere göstere yapıyor. Ne yazık ki AKP karanlık senaryolarını bir bir devreye sokuyor. Hatırlamaya çalışalım: Gezi Parkı direnişi sırasında polise taş atanların en önünde provokatörler çıkmıştı. Tayyip ise “ fuhuş yaptılar, camiye ayakkabıyla girdiler, başörtülü bacımıza saldırdılar diyerek provokasyonun sözcüsü oldu. Deniz Baykal ve MHP yöneticilerine yapılan kaset saldırısının ardından yine aynı kimliklere rastlandı. 17 Aralık Operasyonu devlet adına hareket edenlerin hangi pisliğe bulaştıklarını ortaya koydu. İstanbul’da otobüse molotof atan sivil giyimli MİT üyesi çıktı. Cemevin’de Uğur Kurt’un polis kurşunuyla öldürüldüğü tespit edildi. Gezi protestoları sırasındaki tüm provokasyonların adresi aynıydı. Gezi eylemleri sırasında elinde Türk bayrağı olanların üstüne Toma ile yürüyen, gaz bombalarıyla insanları kör eden, hatta öldüren kişilerin “bayrak duyarlılığı” olabilir mi? AKP döneminde bayrak bizzat AKP yöneticileri tarafından paçavra haline getirtilmiştir. Lice’de yaşananlar karşısında biraz daha sağduyulu ve sakin olmak durumundayız. Lice’de yaşananlar için farklı değerlendirme yapılmak isteniyor ve orada yaşayanları biraz olsun anlamak istiyorsak bazı gerçekleri hatırlatalım. Lice’de 21 yıl önce yüzlerce ev ve işyeri tahrip edildi. 150 genç hala kayıp. Ölü ve yaralı sayısı belli olmadı. Sorumlular hiç ortaya çıkmadı. Kimse yargılanmadı. Aynı şekilde Medeni Yıldırım’da Lice’de kalekol yapımını protesto sırasında öldürüldü. Geçen hafta da iki sivili öldürdüler. Yani AKP öldürmeyi iyi biliyor. Bayrak provokasyonuyla ülkemizde kardeşçe ve barış içinde birlikte yaşama umutlarını öldürüyor” şeklinde görüş ortaya koydu.