Sosyal Haklar Derneği İskenderun Temsilcisi Av. Bülent Akbay, İskenderun’da kentsel dönüşümle ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin en büyük ikinci projesi, Türkiye’nin en büyük fiyaskosuna dönüşmek üzere olduğunu ileri süren Av.Akbay, açıklamalarının devamında şu görüşlere yer verdi: “Bir süredir İskenderun’da “kentsel dönüşüm” adıyla bir proje yaşamaya geçiriliyor. İskenderun belediyesi bu projeye can-siper halde sahip çıkıyor. Projeyi “İskenderun’un kaderini değiştirecek” olarak sunuyorlar. Uzlaşma görüşmeleri İskenderun Belediyesi’ne ait bir salonda gerçekleşiyor. Görüşmelerden çıkarak derneğimize başvuran vatandaşlarımız isyan ediyorlar. Türkiye’nin en büyük ikinci projesi, Türkiye’nin en büyük fiyaskosuna dönüşmek üzere. Kentsel Dönüşüm Projesi İskenderun etabı benzerlerinde olduğu gibi ne yazık ki ciddi bir rant ve soygun projesine dönüşüyor. Barınma hakkı tesis etmesi gereken yöneticilerin, kendi imkanlarıyla barınma sorununu çözmüş vatandaşın bu sınırlı hakkını da elinden almaya çalışıyorlar. Sosyal Haklar Derneği olarak bazı gerçeklere hemşerilerimizin dikkatini çekmek istiyoruz.
İSKENDERUN HALKI APTAL DEĞİLDİR
Belediye Başkanı Dingil, Ankara İmar Şirketi’ni kamoyuna ısrarla Bakanlık Temsilcisi şirket olarak sunuyor. Oysa bu şirket özel hukuka göre kurulmuş bildiğimiz kar amacı olan ticari bir şirkettir. İskenderun halkını adeta “ aptal” yerine koyarak ısrarla Bakanlığın temsilcisi olarak vurguluyorlar. Bu şirket tüm ticari şirketler gibi para kazanmayacaklarını düşünmedikleri bir işe girmezler. Şirketin WEB sayfasına girildiğinde Bakanlıkla hiçbir ilgisi olmadığı görülecektir. Özetle karşınızda para kazanmayı hedefleyen ve tamamen ticari kaygılarla iş yapmaya çalışan bir şirket bulunuyor. Adeta simsarlık yaparak, allayarak ve pullayarak Bakanlık Temsilcisi olarak sunulmasının nedeni sadece ve sadece işlenen ve işlenecek ayıpların örtülmesinden ibarettir. Başta belediye başkanı olmak üzere bütün yetkililer halkta yanlış bir intiba yaratmak maksadıyla “bakanlık temsilcisi” ibaresine vurgu yapmaktadırlar. Bu yalandır ve gerçeklerle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
EVLERİMİZE YALANLARLA GİRDİLER
İşte ticari amaçla kurulan bu şirket yetkilileri söyledikleri yalanlarla, yani yukarıda yöneticiler eliyle yarattıkları yanlış izlenimlerle evlerinize kadar girdiler. Halk bakanlıktan ve belediyeden resmi görevle geldiklerini sanarak evlerinin kapısını açtı. Oysa bu konuda bilgilendirme yapılsaydı beklide kimse kapısını açmayacaktı. Zaten halka “biz bakanlıktan ve belediyeden geliyoruz diyerek” evlerine girip ölçümleme yaptılar. Bu da işlerini yürütebilmeleri için ikinci büyük yalandı. Bu yalanı Belediye Yetkililerin yarattığı fırsat olmasaydı bu kadar kolay uygulayamazlardı. Kamulaştırma esaslı bedelleri belirlediklerini söyleyerek adeta halkın bu bedellere itiraz hakkı yokmuş gibi sundular. Kendileri çalıp kendileri oynadılar. Amaç halkın hiçbir şekilde itiraz etmeden önlerine koyduğu sözleşmeyi imzalatmaktı.
HEM İŞGALCİ HEM DOLANDIRICI
Gerek belediye yetkilileri gerekse şirket sürekli işgalci kavramını kullanarak, yurttaşlarımızın haklarını kullanmalarının önüne geçmeye çalıştılar. 40-50 yıldır o evlerinde oturan dürüst insanları bir anda “işgalci” ilan ettiler. Tapulu tapusuz ayrımına dayanarak ısrarla bu kavramı kullanmalarının nedeni insanların uzlaşma görüşmelerinde psikolojik olarak ezmekti. Bunu önemli ölçüde gerçekleştirdiler. Bu kavramın hukuki bir kavram olması bu can yakan gerçeği değiştirmiyor. Oysa kelimenin tam anlamıyla ve hukuki anlamıyla, halkı kandırarak evlerine kadar giren, yalanlarla büyük bir kazanç ve rant bekledikleri sözleşmeleri imzalatmaya çalışanlar hem işgalcidir hem de dolandırıcıdır.
ŞANTAJA BOYUN EĞMEYİN
Son olarak halen Kentsel Dönüşüm adı altında Belediyenin bir salonunda halkımıza sözleşme imzalatmak isteyenlerin şantajına, korkutmalarına, yalanlarına boyun eğmeyin. Unutmayın ki onların size ihtiyacı var. Belediye yönetiminin bugüne kadarki icraatları ve Belediye Başkanının bizzat söylediklerine itibar etmeyin. Kentsel Dönüşüm konusunda halkımıza gerekli bilgilendirmeleri en uzman kişi ve kuruluşlar eliyle gerçekleştireceğiz. Sosyal Haklar Derneği olarak halkımızın yanında yer alacağız. Soyguna ve talana gaspına dur diyoruz.”