Metin Yıldız’ın Özel İskenderun Gelişim Hastanesi’nde geçtiğimiz Ocak ayında düzenlediği basın toplantısı daha dün gibi aklımda.
Ne diyordu o gün bu zatı muhterem elinde Hatay Yaşam Gazetesi’ni de kaldırarak ben ve Seyhan kardeşimle ilgili:
“Çok fazla konuşmak istemiyorum. Konu yargıda çünkü arkadaşlar, iddianame var, her şey var… Ben bu arkadaşlarla (bizi kastederek) ilgili daha önce, iki sene de olabilir, yargı yoluna başvurmuştum.”
İki yıl önceki mahkemenin sonucunu soran bir basın mensubuna da şu yanıtı veriyordu Metin Yıldız:
“Bütün iş adamlarının benden baskıyla rica etmesi neticesinde davayı çekmiştim. Bu yaklaşık bir buçuk iki yıl önceydi…”
Demek ki iş dünyasında hatırı sayılır bir itibarımız var…
Yoksa iş dünyası hukuksuz bir konuda CEO’suna, amcasının oğluna bile müsamaha göstermez.
İş dünyası da çok iyi biliyor ki, biz yalan haber yazmayız, hukuksuzluğun içerisinde olmayız ve kalemimiz de her zaman kamunun ve toplumun menfaatleri için vardır.
Bize o günlerde teveccüh gösteren, devletini ve milletini seven, bize güvenen işadamlarımıza bir kez daha saygı ve şükranlarımızı sunuyoruz…
Ama anlaşılan o ki, iş dünyasının yol göstericiliğinden hiç dersler çıkarmamış olacaksın ki, yine gittin bizimle ilgili iftiralar atmayı sürdürdün.
Ne oldu?
Al sana belge…
Yüce yargıdan hakkımızda ‘Kovuşturmaya dahi gerek olmadığı’ kararı çıktı.
Bu kararı altın yaldız çerçeveletip odamıza astık bile…
İşi gücü bırakıp bizimle uğraşacağına hastanenin onkoloji ünitesinin eksiklerini gidersen de, millet şehir dışında sürünmekten kurtulsa…
Bize çamur atacağına git onkoloji ünitesine PET CT cihazı al, kemik sintigrafisi al ya da ne bileyim, bir onkoloji cerrahını hastaneye kazandır da, hayır duaları al…
Son 4 yılda onkoloji hastanesinin o arazide kurulması için en çok desteği biz verdik.
Hemen hemen tüm yazılarımızda mutlaka ‘onkoloji hastanesi’ geçer.
Hastaların artık şehir dışında değil de İskenderun’da tedavi olmalarına olanak sağlayan kanser hastanesinin kurulması için hep yapıcı yayınlar yaptık.
Madem ki bizim habercilik dışında başka mecralarda koştuğumuzu iddia ediyorsun, geçmişte yaptığımız kanser hastanesiyle ilgili haberlerimize niye ses çıkarmıyordun?
Hayatımda böyle bir saptırmaca görmedim.
Kamuoyunda onkoloji hastanesi arazisi olarak bilinen yerle ilgili biz de başkaları gibi “amaaaan, bana ne, kim ne yaparsa yapsın?” kolaycılığıyla otomatik vitese takıp sorumsuzca davranabilirdik.
Ama yapmadık.
Çünkü bizim topluma, okurlarımıza, insanlara karşı sorumluluğumuz var.
Yine kendi hastanesinde düzenlediği basın toplantısında, onkoloji hastanesi arazisinin o günlerde İskenderun Belediye meclis gündemine alınması için başından geçen bir olayı bakın nasıl anlatıyor Metin Yıldız:
“Beni bir gün AK Parti ilçe başkanlığına davet ettiler. Orada grup toplantıları varmış. Dediler ki biz size yardımcı olalım. Neyde yardımcı olacaksınız, biz bu işinizi halledelim. Fakat bizim de bir sıkıntımız var. Veya bir talebimiz olacak. Buyrun dedim: Arsuz-İskenderun yolu üzeri bir sağlık meslek lisesi var. Çok kötü durumda. Bu konuda bize yardımcı olun. Oraya bir okul yaptırma sözü verebilir misiniz? ‘Kesinlikle söz veriyorum’ dedim. Bu iş olsa da olmasa da onu (okulu) yaparım dedim.”
Aradan dört yıl geçti, ne okul var ne de bir eğitim yuvası.
Kameralar önünde ‘Kesinlikle söz veriyorum’ dediğin okulu yapsan da seni bir alkışlasak.
Hadi yap…
Yapıyorsun da önüne duran mı var?