Ağrıyı keserken kestikleri başka organlar da var..
Tarihin en eski ve üzerinde en fazla çalışılmış problemlerinden biri ilaç kullanarak bedensel ağrılardan kurtulmaktır. Analjezik ya da ağrı kesici, ağrı dindirmek ve acı yitimi sağlamak için kullanılan her türlü ilaca verilen genel isimdir. Bu ilaçlar periferik ve merkezi sinir sistemine etki ederler. İnsanlar en eski medeniyet çağlarından beri ağrıyı dindirmek için bitkilerden yararlanmışlardır. En çok kullanılan doğal ağrı dindirici maddeler arasında afyon vardı. Afyon, haşhaşın henüz olgunlaşmamış meyvelerinden sağlanan bir maddedir. Morfin, kodein, papaverin gibi maddeler de afyon alkaloidlerinden elde edilir.
Ağrı kesiciler çok çeşitlidir: Parasetamol (asetaminofen), uyuşturucu özelliği olan ilaçlar (morfin gibi), uyuşturucu etkisi olan sentetik ilaçlar (tramadol gibi), non-steroidal anti-enflamatuvar ilaçlar (NSAİİ), epilepsi ilaçları ve trisiklik antidepresanlar bu tip ilaçlara örnek olarak verilebilir.
Parasetamol, ağrı kesici ve ateş düşürücü etkiye sahip bir ilaçtır. Ağızdan alındığında sindirim sisteminde hızla emilir ve bütün dokulara hızla dağılır. Ağrı kesici etkisi yeni nesil analjeziklere göre hafif kalmış olsa da sindirim sisteminde yan etkisinin hemen hemen olmaması, güvenilirliği ve gebelerde kullanılabilmesi avantajlarıdır. Günlük dozu 2000 miligramdan fazla olmamalıdır. Aktif alkolizm, viral hepatit, karaciğer hastalığı ve ağır böbrek fonksiyon bozukluğu olanlarda dikkatle kullanılmalıdır.
Non-steroidal anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİİ), ağrı kesici, ateş düşürücü ve iltihap giderici etkiye sahip ilaçlardır. NSAİİ’ler narkotik değildirler ve bağımlılık yapmazlar. Bu grubun en çok bilinen üyeleri aspirin ve ibuprofendir. Diğerleri arasında etodolak, naproksen, diklofenak, nabumeton, meloksikam, piroksikam, indometazin, ketorolak, mefenamikasit, flurbiprofen, metamizol, sulindak, selekoksib, rofekoksib vs.. vardır. NSAİİ’lerin popüler olmasında opioidlere göre çok az bağımlılık potansiyeli taşıması ve sedasyon veya solunum depresyonu yapmaması büyük rol oynadı.
NSAİİ’lerin yaygın kullanımı bu görece güvenli olan ilaçların yan etkilerinin yaygınlaşarak artmasına yol açmıştır. Bu ilaçlarda görülen en önemli yan etkiler gastrointestinal (mide-barsak) ve böbrek üzerinedir. Kliniklere yatırılan mide kanamalarının önemli bir kısmından aspirin/NSAİİ kullanımı sorumludur. Bu ilaçlar mide-barsak yüzeyinde direkt tahriş ve dolaylı mekanizmalarla ülser oluşumuna neden olabildikleri gibi var olan ülserlerin kanamasından sorumlu olabilmektedir. Her evde çok çeşit ağrı kesici varlığı hastalara güven vermek yerine yanlarında taşıdıkları birer tehlike anlamına gelmelidir. Hastalar belli nedenlerle ağrı kesici ilaç kullanacakları zaman ülser hastalığı, midede ekşime, yanma veya ağrı geçmişini hatırlamalılar. Mide sorunu olan hastaların ağrı kesici ilaç kullanma zorunlulukları varsa sabah aç karna mide koruyucu ilaç alıp yemekten en az yarım saat sonra da ağrı kesici ilacı almaları gerekir. İlaçları ağızdan kullanmak ile kas içine enjeksiyon açısından yan etki bakımından dramatik bir fark yoktur. Yatkın kişilerde her şekilde mide yan etkisi olacaktır. Bundan şu sonucu da çıkarmak mümkün: doktorunuza danışmadan ağrı kesici ilaç almayın!