Sözlerime bir Çin atasözü ile başlamak istiyorum.
İnsanlar ilk karşılaştıklarında giyimlerine göre karşılanırlar,
Sohbetlerine göre ağırlanır ve dinlenirler.
Fikirlerine göre uğurlanırlar.
İcraatlarına göre aranırlar.
Sonuçlarına göre ödüllendirilirler.
İster işveren, ister çalışan olsun ne kadar güzel konuşursanız konuşun, müşteriler sonuca bakar. Söylediklerinizle, yaptıklarınızın örtüşüp örtüşmediğine bakar.
Bu nedenle övünme adına bir anlık havaya girip realiteden uzaklaşarak konuşmayın. Aksi takdirde inandırıcılığınızı yitirir, hayal kırıklığı ve dışlanmışlık yaşarsınız.

Bu tip konferanslarda öncelikle anlatılanı, verilmek istenen mesajı doğru algılayıp anlamak gerek.
Genellikle üç tip insan tiplemesi vardır:
1. Anlatılanın içeriği ile ilgilenmek yerine detaylara takılanlar, konuşmacının devrik cümlelerine, imla hatalarına, anlatım akışkanlığına takılırlar. konuşmalardan faydalanmak yerine reaksiyonelleşirler.
2. Bazıları da bedenen burada olmasına karşın akıl ve ruhsal olarak başka yerde dolaşırlar. Konferanstan hiçbir şey anlamadan çıkıp giderler.
3. Bazıları ise hem bedenen hem de ruhen burada mevcutturlar. Konuşulanları gözlemler ve can kulağı ile dinlerler. Konuşulandan feyiz alırlar. Kendilerine ders çıkarırlar.

Bunun gibi üç tip baba tiplemeleri de vardır.
1. Bazı babalar; “Gençliğimde çok sıkıntılar çektim. Gençlimi yaşamadım. Hiç olmazsa çocuğum benim gibi sıkıntı çekmesin, gençliğini yaşasın, eğitimini yapsın” derler ve ona gereğinden fazla maddi imkan sunarlar. Sosyal anlamda ise çocuğundan ilgi ve zamanı esirgerler. Çocuğuna para kazanmayı öğretmek yerine para harcamayı öğretirler. Bilmezler ki; babaların başarı sırrı o çektiği sıkıntıların içinde gizlidir. BEN BU GİBİ BABALARA PARA BABASI diyorum.
2. Bir diğer baba da çocuklarına ihtiyacı kadar para verir, tasarruflu yaşamayı öğretir. Gereğince de sosyal anlamda yetişmesine zaman ayırır. Bu babalarda çocuklarına para kazanmayı öğretir. BEN BU BABALARA DA AKIL BABASI DİYORUM.
3. BİR DİĞER BABA TİPLEMESİ İSE, İMKANSIZLIKLARDAN, YOKSUNLUKTAN, HATTA ERKEN ÖLÜMDEN DOLAYI çocuğuna hiçbir imkan sunamayan babalar. Bu babaların çocukları var olma mücadelesi verir ve daha ilkokul çağlarında kendini hayat mücadelesi içinde bulur, para kazanmayı öğrenir ve erken yaşta büyür.
Genellikle sağlam iş adamları bu nesilden doğar. Ben bu gençlere yangın külünden çıkan ANKA KUŞU mitolojik kuş adını veriyorum.
İŞ HAYATINDA-SOSYAL HAYATTA BAŞARILI OLMANIN SIRRI BU TİPLEMELERİN İÇİNDE GİZLİDİR.
BAŞARISIZLIKLARIN SIRRI DA BU TİPLEMELERİN İÇİNDE GİZLİDİR.

Bizim jenerasyonun sizlere yaptığı en büyük kötülük sizlere para kazanmayı değil, para harcamayı öğretmemiz.
İş hayatında daha hızlı ve istikrarlı başarılar yakalamanın yolu, zaman ve zamanlamayı iyi kullanmaktan geçer.

Konferansın konusu;
AKIL TERİNİ ALIN TERİ İLE TAÇLANDIR

ALIN TERİ NEDİR?
AKLIN TERİ NEDİR?
Buna bir çok farklı teorik tarifler yapılabilir.
Ben akıl ve alın terine teoriksel açıklamalar yapmak yerine mecazi örnekler vererek anlatacağım. Alın teri, Akıl terinin iz düşümüdür.
Şu elimdeki 200 TL. paranın arka yüzüdür. Bu yüzünde o ülkenin değerli simaları, simge ve sembollerinin resimleri bulunur. Burada da ünlü şairimiz YUNUS EMRE fotoğrafı bulunmakta.
Bu paranın arka yüzüne baktığımızda, paranın hangi ülkeye ait olduğunu ve o ülkenin manevi değerlerini görürsünüz.
Manevi değerler özellikle akıl teri ile kazanılır. Paranın arka yüzü AKIL TERİNİ temsil eder.
Herhangi bir maddi alım gücü yoktur.
Paranın ön yüzüne baktığımızda ise o paranın maddi alım gücünü görürüz.
Paranın bu yüzü de ALIN TERİNİ temsil eder.
Kısacası; nasıl ki bir paranın arka yüzü ile bir bütünlük oluşturunca önemli bir meta olabiliyorsa,
– Akıl Teri ile Alın Teri bir paranın iki yüzü gibidir.
– Alın Teri olmadan, Akıl Terinin maddi bir değerinden söz edilemez.
– Türk paralarının tümünün ön yüzüne baktığımızda ATATÜRK portresini görürüz. Çünkü Atatürk bu ülkeye hem Akıl Terini, hem de Alın Terine dönüştürerek hizmet veren önemli bir liderdir. Bu nedenle tüm paraların ön yüzünde yer alır.
– Akıl Teri kişiye kariyer, manevi haz kazandırır.
– Alın Teri ise kişiye maddi kazanç, geçici haz verir.

AKIL TERİNİ, ALIN TERİNE DÖNÜŞÜMÜ VE ŞARTLARA GÖRE DEĞİŞİMİNDEN SÖZ EDECEĞİM…
– Şu anda bu salonda bulunan öğrenci arkadaşlarım…
– Bir varsayımla sınavda olduğunu ve benimde öğretmen olduğumu, düşünün. 10 soru sorsam ve hiç yerimden kalkmasam. Hatta sınavda kitap okusam. Bu sınavın sonucu, önceden beli olur. Tüm arkadaşlar 100 üzerinden 100 puan alır ve sınıfı geçer.
– Neden? Çünkü tüm arkadaşlar Akıl Terini Alın Terine dönüştürür ve arkadaşına yardım ederek Akıl ve Alın Terinin çalınmasına ortam hazırlar.
– Bu bir öğrencilik psikolojisi, yardımlaşma içgüdüsüdür.
– Yine bir varsayımla bu arkadaşlar, okuldan mezun oldu ve Ekinciler’e işe girmek için müracaat etti ve sınava girdi. Bende EKİNCİLER’i temsilen arkadaşlara 10 soru sorsam ve aynı şekilde hiç yerimden kalkmadan ve sınav boyunca gazete okusam. Yine sınavın sonucu önceden belli olabilir mi?
– Elbette belli olamaz.
– Her arkadaş akıl terini, kendi kağıdında alın terine dönüştürür ve hiçbir arkadaş bir diğer arkadaşına cevap kağıdını göstermez. Yardım da etmez.
– Bu da serbest piyasa pazar ekonomisi psikolojisidir.
– Yardım eden ise Akıl ve Alın terinin gasp edilmesine, çalınmasına ortam hazırlamış olur. Bedelini de kendisi öder.
– Kendisinin yerine arkadaşının işe girmesi anlamına gelir.
– AKIL TERİN KADAR VARSIN.
– ALIN TERİN KADAR HAKLISIN.
– AKIL TERİNİ ÇALDIRIRSAN ZARARI SANA,
– ALIN TERİNE DÖNÜŞTÜRÜRSEN FAYDASI YİNE SANA…

_MG_9929 100DEĞERLİ ARKADAŞLAR;
Konferansı Altı kategoride yaşanmış farklı hikayelerle anlatacağım:
Şimdi sizler diyeceksiniz ki bizim karnımız hikayelere tok.
Haklısınız. Çevrenizden çok hikaye dinlemişsinizdir.
Ancak ben size karın doyuracak hikaye anlatmak yerine AKLINIZI uyaracak, ezberlerinizi bozacak seçme hikayeler anlatacağım.

1- KENDİ DESTANINIZI KENDİNİZ YAZIN, KADERİNİZİ KENDİNİZ ŞEKİLLENDİRİN.

İpek Böceği:
Okul çağlarında çoğumuz ipek böceği yetiştirip, ördüğü ipek kozasını cebimize koyup, okuldaki arkadaşlarımıza, öğretmenimize bu ipek kozasını “benim ipek böceğim ördü” diye övünmüşüzdür.
Samandağ da babası ipek böceği üreticisi olan bir arkadaşımın anlattıklarını size anlatmak istiyorum:
Arkadaşım çocukluk yıllarında babasının ürettiği kozaların bazılarını damızlık olarak ayırdığını ve kozanın içindeki kelebeklerin çıkmasını beklerken kozanın birinin delindiğini ve kelebeğin kozadan çıkmaya çalıştığını görünce ince uçlu bir makasla iki kozayı ucundan keserek iki kelebeğin de kozadan kolay çıkmasını sağladığını ancak babasının diğer kozaları kesmesine izin vermediğini diğerlerinin kendi imkan ve çabası ile kozayı delerek çıkmasını istemiş. Bir gün sonra kozadaki tüm kelebeklerin kendi çabaları ile çıkmış olduğunu ve kelebeklerin uçarak üreme ağlarına konduklarını görmüş. Kendisinin makasla keserek çıkardığı kelebeklerin ise ilk çıktıkları yerde uçamadan can çekiştiklerini görmüş.
Babası; “bak oğlum, bu iki ipek böceğine yardım ettin ve iyilik yapayım derken onlara kötülük ettin ve onların ölmeklerine neden oldun” demiş.
Arkadaşım da nedenini sorduğunda; “kelebekler ipek böceği kozasından çıkmak için kozayı delebilmek için çenesini kullanır bu aşamada çenesi gelişir. Kozadan çıkabilmek için ayak ve kanatlarını kullanır ve ayakları ve kanatları gelişerek uçmayı becerebilir. Sen kelebeğe yardım edince kelebeğin çenesi, ayağı ve kanatları gelişemedi. Bu nedenle hem uçamadı, hem yürüyemedi, hem de beslenemedi.
Bana da zararın oldu. iki kelebeğin yumurtasından mahrum oldum” demiş. Sizlerin okul hayatı da aynı kelebek ve koza ilişkisine benzer. Kendi mücadelenizi kendiniz yaparsanız, hayata daha kolay adapte olur, iş hayatınızda da o denli başarılı olursunuz. Aksi takdirde sosyal hayatınız ve iş hayatınız hüsranla sonuçlanabilir.

2- FIRSAT BULDUKÇA FUARLARA VE ÜNİVERSİTELERİN TEKNOPARK ALANLARINI GEZİN VE İNCELEYİN.
Size bir kuaförün nasıl sanayici olduğunu anlatacağım:
Kuaför arkadaşımızın ismi KÜÇÜKDERE şirket sahibi Ahmet KÜÇÜKDERE. . Bu arkadaşımız askerlik yıllarında kuaförlük yapmış ve daha sonra İsdemir Sosyal Tesislerinde kuaförlük yapmaya devam etmiş.
Kuaförlükte kullandığı kozmetik ürünlerinden yurt dışı seyahat ödülleri kazanmış.
Genelde bu tip yurt dışı ödülleri kazananlar, gittikleri o ülkenin tarihi ve sosyal güzelliklerini gezerler ve eğlence yerlerinde eğlenerek zaman geçirirler. Tatil bedava olunca zamanda hoyratça kullanılır. “Haydan gelen huya gider.”
Ancak arkadaşımız haydan geleni güzel huyuna kullanmış.
Alışmışlıkların dışında bir strateji uygulamış ve fuar alanlarına giderek gezmiş. Sanayi bölgelerini incelemiş ve idrak ve iradesinin olumlu sonucu olan SANAYİCİ olmuş.
Fuarlarda ve sanayilerdeki izlenimlerini Dörtyol da uygulamaya koymuş.
Şuanda havalı tüfek saçması ve onu koydukları kutuları ve ambalaj makinelerini imal eden 50 makineden ibaret. 40 kişinin çalıştığı bir fabrika kurmuş.
Fabrikanın ürettiği mamulü Türkiye iç piyasasına ve yurt dışına ihraç etmekte.
Hem 40 kişiye iş imkanı yaratmış, hem de ülkeye döviz kazandıran saygın mucit bir arkadaşımızdır. Bunlar gibi müteşebbis insanımızın çoğalmasını dilerim.

110 1173- BİLGİSAYAR VE İNTERNETİ EĞLENCEYE DEĞİL, KENDİNİZİ GELİŞTİRMEYE KULLANIN.
ÇAĞIMIZ ileri teknoloji ve bilgisayar çağı, bilgiye her an, her yerde ulaşabilmekteyiz.
Cep telefonu, lap top derken şimdi de tablet bilgisayar, elde taşınabilir boyuttalar. Dağ başında çölde dahi İnternet’e ulaşılabilmekte.
Ama maalesef bir çoğumuz bu muhteşem cihazları, egolarımızın tatmininde, üstünlük kurmada, eğlenmek için kullanıyoruz da esas amaç olan kendimizi geliştirmede veya biz bu cihazları geliştirmekte kullanmıyoruz.
Yeni nesil gençliğin geleceği, bu yeni nesil cihazın içinde gizlidir. Buna en güzel örnek daha 17’sinde iş adamı olabilen Sayın ALTUĞ KARAALİ’ nin hikayesini izlemek ve görmek gerekir.
Bu yeni nesil cihazı kendisini geliştirmek, bu yolla para kazanmak ve en önemlisi Akıl Terini, Alın Terine dönüştürerek ciddi bir genç müteşebbis olmuştur.
Bu genç iş adamı Sayın ALTUĞ KARAALİ ile üç yıl önce uçak yolculuğunda tanıştım ve o yolculukta bir şirkete web sayfası oluşturmuş onu teslim edip parasını almak için gittiğini söylemişti. Şimdi bu kişi 20 yaşında ve bir çok şirketin kurucusu ve sahibi.

GOOGLE KÖTÜ KULLANIMI:
Google İnternet (arama motoru) hepimizin vazgeçilmezini, kimlerin nasıl kurduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Google 1996 yılında Stanford Üniversitesi öğrencilerinden Larry PAGE ve Sergey BRİN isimli iki genç tarafından kurulmuştur.
Ne ilginçtir ki, Google Yönetim Kurulu Başkanı Larry PAGE Türk kullanıcılarına çok kızgın.
Google’ı en çok nüfusa göre tıklama oranının Türklerde olmasına karşın Google araştırma yerine, Twitter ve Facebook’a girme motoru olarak kullanılmasına çok kızmakta.
Bu da gösteriyor ki, biz Türkler Google arama motorunu, egolarımızı tatmin, zevk keyfi, boş zamanımızı doldurmak aracı olarak kullanıyoruz.
Google Sayın ALTUĞ KARAALİ gibi kendimizi geliştirmek için kullanmalıyız.

Tekerlek milattan önce bulundu.
Valizde asırlar önce yapılmasına rağmen, ihtiyaçtan tekerlekli valizler bundan 20 sene önce keşfedildi ve icat edildi.
Bunu da yapan sizler gibi bir genç mucit icat etmiştir.

4- AKIL TERİNİZİ, ALIN TERİNİZE DÖNÜŞTÜRÜN.
Size şu elimdeki aletin hikayesini anlatayım. (ceviz kıracağı)
Bu alet beş yıl önce yoktu. Bu alet yerine çekiç kullanılarak ceviz kırılırdı. Bu aleti icat eden zekasından değil, çaresizliğinden icat etmiştir.
Bu aleti yapan şahıs belden aşağısı felçli bir köylü. Yaptığı iş, cevizin içini bir bütün olarak çıkarıp esnaflara satmak. Çekiç ile eline vurmaktan gına gelmiş ve bu aletin ilkelini yapıp cevizleri daha hızlı kırmış ve daha bütün ceviz içi çıkarmayı başarmış.
Bu aleti icat etmekle hem elini ezmekten kurtulmuş, hem kısa sürede daha fazla ceviz kırabilmiş, zamanı iyi değerlendirmiş. Hem kırdığı cevizde fire oranını düşürmüş, verimi arttırmış. En önemlisi de kendi gibi bu işi yapanlara faydalı olmuş.
Tek beceriksizliği “akıl terine” sahip çıkamaması. Onun akıl terini bir kurnaz çalmış ve akıl terini, alın terine dönüştürerek ondan büyük paralar kazanmış. Akıl terinize iyi sahip çıkın. Aksi taktirde akıl terinizi, keşif ve icatlarınızı size en yakın mesai arkadaşınız, evinizdeki kardeşiniz, hatta çalıştığınız ortağınız, patronunuz çalar ve sizi çırak çıkartır.
Alın terinizi kimse çalmaya yeltenmez, çünkü alın teri zor zanaattır.
Akıl terine sahip çıkabilmenin en iyi yolu akıl terinizi, alın terine dönüştürme kabiliyet ve beceriniz olmalıdır.
Sizler çok ders çalıştığınızda ve sınavda iyi not aldığınızda bunu kimse gasp edemez. O not sizi sadece sınıf geçirir. Akıl teri ise size aittir ve onu çevrenizdeki tüm insanlar gasp edebilir. Çünkü, akıl fiziki değil, sanaldır, metafiziktir.
Yeni şeyler keşfedemiyorsan yeni şeyler olmadığından değil, sizin meraksızlığınızdandır, tembelliğinizdendir.
Dünyada keşfedilen, icat edilenin, mutlaka daha mükemmeli, sizin keşfinizi, icadınızı bekliyor olacaktır.
Ya piyasanın ihtiyaçlarını keşfedin,
Ya da piyasaya yeni ürünler oluşturun.

5- YA BABANIZIN İŞİNİ GELİŞTİRİN,
YA DA YENİ İŞTİGAL KONUSUNA GİDİN.
Kimsenin yapmadığını yapmalı. İhtiyaçları iyi takip etmeli. Konferans ve fuarlara gidin.
Yeni ürünler sunmalı, yeni talepler yaratmalı.
HATKO SUNİ ÇİM ÜRETİMİ, eski lastiklerden granül elde etmesi, yeni jenerasyon oğlu Güşan’ın marifetidir.
HATKO Şirket sahibi Sayın Erdem ÜNLÜÇETİNKAYA müteahhitlik yapıyordu. Büyük oğlu Güşan sizin gibi üniversiteyi bitirdi ve sık sık uluslar arası fuarlara gidiyordu. Sonunda bir fuarda suni çim gördü ve araştırmasını yaptı. Türkiye ve başka ülkelerin suni çime ilgisini, ihtiyacını araştırdı. Sonunda bunu yapmaya karar verdi. İlk çim işinden zarar etti. Ancak mücadeleden yılmadı. Sonunda müteahhit babasını da ikna ederek Osmaniye Organize Sanayi de küçük bir suni çim üretim tezgahı kurdu.
Suni çime Türkiye içinden ve özellikle Asya, Orta Asya ve Arap Yarımadası ülkelerden yoğun ilgi ve istek oluşunca küçük tezgahı büyük fabrikaya dönüştürdüler. Bu ülkelere hem suni çim satıyorlar, hem de baba mesleği olan müteahhitliğini de üstlenir oldular. Yurt dışında tercih edilen bir marka oluşturdular. Şu son aylarda da Türkiye’nin ve Belediyelerin kabusu olan kamyon lastiklerinin geri dönüşüm teknoloji ile granül üretiyorlar. Granülü de hem kendileri kullanıyor, hem de ihraç ediyorlar. Kuracakları enerji santralinde de kullanacaklarını belirtiyorlar.

6- SLİKON’UN TAHTI SALLANIYOR,
YENİ NESİL METAL GRAFEN
Silikon Nano teknolojinim her alanında kullanılan bir maddedir.
SİLİKON sentetik bir kauçuk olup SİLİSYUM elementinin reaksiyonundan elden edilir.
SİLİKON VADİSİ chip üretiminin merkezidir.
Chip ana maddesi SİLİKON olduğundan vadiye SİLİKON VADİSİ denmiştir.
GRAFEN
Yaygın olarak kursun kalem yapımında KARBON kullanılır.
2004 yılında Andre GEİM ve Kontantin NOVOSELOV adlı iki bilim adamı karbon atomunu sentezleyerek GRAFEN denilen maddeyi elde etmişlerdir.
GRAFEN Nano Teknolojinin mihenk taşı olan silikonun tahtını sallayacak cinsten bir madde özelliğini taşıyor.
GRAFENİ oluşturan bilim adamları 2010 yılında Nobel fizik ödülüne laik görülmüştür.
Milenyum yılının öncesi insanlar ağır metalle hacimli icatlar yaptılar. Buna ağır sanayi deniyor. Milenyum yılında ve sonrasında yüksek işlevli elektron cihazlar, boyutta küçük, pahalı icatlar yapıyorlar.
Buna NANO TEKNOLOJİ deniyor.
Ağır sanayiinin yerini NANO teknoloji almaya başladı.
AB, GRAFEN maddesinin geliştirilmesi ve kullanım alanının araştırılmasına 1. milyar Euro, hibe yardımı yapmayı kararlaştırmış.
Türkiye de Sabancı üniversitesi bu araştırma grubuna dahil edilmiştir.
Amerika, AB, Almanya, Fransa, İngiltere, Japonya gibi gelişmiş ülkeler, ağır sanayi dediğimiz, Alın Terini ikincil emek kategorisine ittiler, Ağır Sanayi’yi, bizim gibi gelişmekte ve geri kalmış ülkelere terk ettiler.
Mucitlik olan Akıl Terine ve Nano teknolojiye, yüksek teknolojiye yöneldiler.
Milenyum yılı öncesi ağır sanayiinin, daha hafifi ve daha pahalısını üretip ihraç ediyorlar.

FRONTAL ÖN LOBUN GÖREVLERİ:
Yapılan bir araştırmaya göre; beyin dört lobdan meydana gelir. Üç lobun görevi bedenimizi ve bilinçaltımızı yönetmekmiş. Dördüncü lob olan FRONTAL ön lobun görevi bu üç lobun dışında kalan duygusallık, empati ve bilinç ötesi sezgileri ve yaratıcılığı (mucitliği) yönetmekmiş.
Kin, nefret, kaygı, öfke beynimizi en çok meşgul eden oluşumlar olduğundan beyin bunlarla meşgul olduğunda ön lob dediğimiz FRONTAL faaliyetini durdurmaktaymış.
FRONTAL’ in faaliyetinin durması demek sizin empati, sevgi, bilinç ötesi sezgilerden, keşif ve icat yapma yeteneğinizin olmayacağı anlamına gelir.
Beyni kötülüklerle çok meşgul ederseniz, size nasıl güzellikler sunabilir.
Bunun için beyninizi rahat bırakın.
Akıl terinizin çalına bilmesi için önce ona sahip (bir icat yapmış) olmak gerekir.
Olmayan çalınır mı?
Zayıf tarafınızı güçlendirmeye uğraşmayın, güçlü tarafınızı geliştirin.
Ciddi işyerleri işe personel alırken eğitime,deneyime ve askerliğini yapmışa, evli olanlara öncelikle veriyor.
Bu nedenle okul hayatındayken fırsatlar oluşturarak çalışmaya önem verin.
Mümkünse dikey geçişle yüksek okuldan sonra fakültelere geçerek eğitiminizi tamamlayın.
Mutlaka bir değil, iki yabancı dil öğrenin.

SON SÖZ:
– Zayıf tarafınızı güçlendirmeye harcayacağınız enerjiyi güçlü tarafınızı geliştirmeye kullanın.
– Ciddi iş yerleri personel alırken eğitime, deneyime, askerlik yapmışa, yabancı dile göre öncelik vermektedir.
– Mümkünse dikey geçişle okulunuzu tamamlayın.
– Son yıllarda TOEFL standartlarına göre İngilizce konuşanlar tercih ediliyor.
– Küçük şirketlerde yüksek kariyerde çalışmak yerine, uluslararası ürün üreten büyük şirketlerde, düşük kariyerli işi tercih edin.
– Severek ve bildiğiniz işlerde çalışın, birilerine kızıp işe küsmeyin aksi takdirde iş seni terk eder.
– Davranışlarına tahammül edebileceğiniz, tasarruf edebilen, lüks ve marka düşkünü olamayan, size ve işine düşkün biri ile evlenin.
– İlk işe girişiniz Alın Teri olsa da, Akıl Terine yönelik çalınma yapın.
– Bilgiyi sokak sohbetlerinden değil, kaynağından öğrenin.
– Başkalarının boş zamanını doldurmayın.piyasanın ihtiyaçlarını kollayın.
– Neye karar verecekseniz önce idrak edin, sonra iradenizi koyun ve kullanın.
– Ya tozu dumana katarsınız, yada tozu dumanı yutarsınız.
– UNUTMAYIN Kİ İNSAN YAPTIKLARINDAN, BİLDİKLERİNDEN DAHA YÜCE VE BÜYÜKTÜR.
– EN YAKIŞIKLI VE ŞIK İNSAN AKLI EN GÜZEL DONANIMLI İNSANDIR.
– Yeni şeyler keşfedemiyorsan, yeni şeyler olmadığından değil, sizin meraksızlığınızdan, tembelliğinizdendir.
– İcat edilenin mutlaka daha mükemmeli, sizin icadınızı bekliyor olacaktır. Yeter ki, aklınıza; fontal lobunuzu, sezgilerinizi ve empatinizi asistan yapabilir.
– İş hayatında daha çabuk ve istikrarlı başarıyı yakalamanın yolu, zaman ve zamanlamayı iyi kullanmaktan geçer.
– Bilgi zor kazanılan değerken, ileri teknoloji nedeni ile çabuk çalınan bir değere dönüştü.
– Bu nedenle değerli bilgilerinizi KRİPTOLOJİ’leyerek koruyun.
– Yaşadıklarınızı eleyerek değersizleri ayırın, değerlileri de geliştirin.
– Üniversite hayatı eğlence değil, hayatı öğrenme sürecidir.
– Kas gücü, akıl gücü ile daha da güçlenir.
– Hırsınız, aklınızın ötesine geçmesin, sizi tahrip edebilir.
– Arkadaşlarınızın güzel meziyetlerini keşfedin, ancak o meziyetleri küçük kötü alışkanlıklarına meze edip yok saymayın.
– Piyasanın ihtiyaçlarını keşfedin veya piyasaya yeni talepler oluşturun.
– Gelişmekte olan ve geri kalmış ülkeler demiri ve betonu bilir, gelişmiş ülkeler ise SİLİKON’u kullanır. Şimdilerde de GREFEN’i kullanmaya hazırlanıyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.