İskenderun Palmiye Hastanesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Şerif Yılmaz; adet düzensizliğinden, kolon kanserine giden çok geniş bir yelpazede yer alan anemi (kansızlık) hakkında bilgilendirmede bulundu. İnsan için hayati bir madde olan kanda kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar) bulunur. Alyuvarlar için; demir, folik asit ve B12 vitamini çok önemlidir. Bu kan hücrelerinin yapısında oksijenin taşınmasını ve bu hücrelerin kırmızı renkte olmasını sağlayan ‘hemoglobin’ maddesi vardır. Nefes alırken akciğerdeki oksijen, bu hemoglobinin yapısına bağlanarak hedeflere taşınır. Anemi, hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre, Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen kriterlerin altında kalması durumudur. Bu değerler; erişkin erkeklerde 13 g/dL, kadınlarda ise 12 g/dL’nin altı olarak kabul edilir. Altı ay ile 6 yaş arası çocuklarda 11 g/dL’nin, 6-14 yaşlarda 12 g/dL’nin altı anemi olarak değerlendirilir. Dünyada aneminin görülme sıklığı kadınlarda yüzde 30-40, erkeklerde yaklaşık yüzde 20′dir” açıklamasında bulundu.
EN SIK GÖRÜLEN KANSIZLIK TÜRÜ DEMİR EKSİKLİĞİ!
Demir eksikliği anemisi, hemolitik anemi, megaloblastik anemi, genetik nedenli anemi türleri içinde en sık demir eksikliği anemisinin toplumda sıkça görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Şerif Yılmaz, “Demir eksikliği anemisi, demirin yiyeceklerle alımının ya da barsaklardan emiliminin az olması sonucu oluşur. Bu tür anemide alyuvarlar daha küçüktür. Bu aneminin başlıca sebepleri; fizyolojik kan kayıpları (bayanlarda adet görme: her ay yaklaşık 30-80 ml kayıp), patolojik kan kayıpları (mide, barsak kanaması gibi), yetersiz gıda alımı (iştahsızlık, kanser, kilo verme çabası gibi), gıdalarla alınan demirinin yetersiz emilimi (incebarsak hastalıkları, çölyak gibi) şeklinde sıralanabilir. Hamilelik sırasında da demir gereksinimi artar alınan demir miktarı sabit kalır, bu nedenle yeterli depo demiri olsa bile annede zamanla demir eksikliği ortaya çıkar. Bu durumdan bebek de etkilenecektir. Gıda demirinin yetersizliğine yol açan hastalıkların başında çölyak hastalığı gelir. İncebarsak emilim yüzeyinin bozulmasıyla oluşan değişiklikler sonucu gıdalardaki demir işlenemediğinden anemi oluşur. Kan veren kişilerde de yine aynı şekilde demir eksikliği anemisi ortaya çıkabilir. Adet gören kadınlarda bu bir defalık kan bağışı demir depolarının boşalmasına yol açabilecek iken, yetişkin sağlıklı bir erkekte 3-4 kez kısa aralıklı kan verdikten sonra aynı durum ortaya çıkabilir. Gerektiğinde demir tedavisi verilerek düzeltilebilen kan bağışı tutumu, son derece hayati bir konudur. Bu anlamda erişkin sağlıklı bireylerin kan bağışından çekinmemeleri gerekir. Öte yandan özellikle et yemeyen vejetaryen kişilerin gıdalar ile yeterli demir alamamaları ve bazı emilim bozukluğu hastalıklarında görülen yetersiz demir emilimi demir dengelerini eksiye götürür. Birçok zayıflama diyeti de demir açısından zayıftır” şeklinde konuştu.
DEMİR EKSİKLİĞİNİN BELİRTİLERİ VE TEDAVİSİ NEDİR?
Demir eksikliği anemisi belirtileri varsa uzman hekime başvurmanın önemine değinen Prof. Dr. Şerif Yılmaz, “Demir eksikliği anemisinde en sık klinik yansımalar halsizlik, bitkinlik, baş dönmesi, solukluk, çarpıntı, kolay yorulmadır. Akut kanamalarda şok ve bilinç kaybı gelişebilir. Bazı hastalarda toprak veya kül yeme davranışı görülmektedir. Özellikle derin anemilerde günlük yaşam kalitesini bozan ağırlıkta bulgular olabilir. Tanıda tam kan sayımı, demir ve demir bağlama kapasitesi, ferritin, periferik yayma gibi laboratuvar yöntemlerine başvurmaktayız. Hastalığın tedavisinde en önemli aşama altta yatan nedenin tam olarak araştırılması ve nedene yönelik tedavi yaklaşımıdır. Anemiye bağlı klinik belirtiler ve hematoloik değerler normale geldikten sonra da depoları doldurmak için belli bir süre daha tedaviye devam etmek gerekir. Tedavide ağız yoluyla alınan ya da enjekte edilen demir preparatları kullanılır. Derin anemilerde kan nakli ihtiyacı doğabilir. Özellikle demir eksikliği anemisinde hematolojiden çok gastroenteroloji polikliniğine başvurulması önemlidir” dedi.