Assit, Yunanca kökenli bir kelime olup (ascites: içi su dolu kese), karın zarı (periton) boşluğunda sıvı toplanması olarak tanımlanır. Karaciğer hastalıkları, kanser, kalp ve böbrek yetersizliği gibi hastalıklarda assit gelişebilir. Karaciğer sirozu en sık nedendir. Assit, karaciğer sirozunun en sık görülen komplikasyonudur. Karaciğer sirozunda assit geliştiğinde hastaların sağ kalım oranları belirgin olarak düşer. Kronik böbrek hastalıklarında hem böbreklerden protein kaybı hem de su ve tuz tutulmasına bağlı olarak assit gelişebilir. Sağ kalp yetersizliği ve kalp zarı kalınlaşması olan hastalarda da bacaklarda ödem ve karın boşluğunda sıvı birikimi görülür. Pankreasın akut ve kronik hastalıklarında, tiroid hormonu eksikliğinde, karın boşluğu enfeksiyonlarında (periton tüberkülozu vb.) ve karın boşluğuna yayılım gösteren kanserlerde assit gelişebilir. Özellikle genç bir hastada uzun süredir var olan ateş, gece terlemesi ve karında assit varlığında periton tüberkülozu olasılığı düşünülmelidir. Mide, kalın barsak ve kadınlarda over (yumurtalık) kanserlerinin ileri dönemlerinde, ileri evre lenfomalarda (lenf bezi kaynaklı tümörler) assit gelişimi sık olarak görülen bir durumdur. Kansere bağlı assitler tüm assitlerin yaklaşık %10’undan sorumludur. Daha nadir görülen assit çeşidi içindeki yağ miktarının (trigliserid) fazla olması nedeniyle beyaz renkte ve süt görünümünde olan ‘şilöz’ assittir.
Fizik muayenede karın normalden şiş, göbek çukuru silinmiş ve kurbağa karnı görünümü mevcut olabilir. Karın içinde sıvı ya muayenede assit belirginleştiğinde anlaşılır veya ultrasonografi sırasında tesadüfen saptanır. Assit miktarı arttıkça karın dışarıdan görünür şekilde şişmeye başlar. Karın boşluğunda aşırı miktarda assit biriktiğinde hasta nefes almakta güçlük çekebilir. Bazen karın boşluğundaki sıvı diyaframdaki doğal açıklıklardan geçerek göğüs boşluğunda da sıvı birikmesine yol açabilir. Bazı hastalarda assitin oluşmasına neden olan hastalığa ait diğer belirtiler daha ön planda olabilir. Bir hastada assit olduğu anlaşıldığında altta yatan nedenin araştırılması gerekir. Bu amaçla başka biyokimyasal testlerin, endoskopik incelemelerin ve ileri görüntüleme yöntemlerinin (BT, MR) kullanılması ve assit sıvısından örnek alınması, bazen de laparaskopi (karın içi organlarının kamera sistemi ile incelenmesi) gerekebilir. Assit en sık siroz zemininde geliştiğinden ve sirozun toplumda en sık nedeni hepatit olduğundan dolayı ilk bakılacak test hepatit belirteçleri (HBsAg ve Anti-HCV) olmalıdır. Hastaların alkol öyküsü sorgulanmalıdır. Assit saptanan bir hastada altta yatan sebebin kronik karaciğer, kalp ve böbrek hastalığı olduğu bilindiğinde, bazı özel durumlar dışında, assit sıvısından örnek alınması genellikle gerekmez. Uzun dönemdir durağan seyreden karaciğer sirozu hastalarında aniden gelişen assit, ortaya çıkan karaciğer kanserine bağlı olabilir. Siroza bağlı assit genellikle ağrısızdır. Karın zarının diğer iltihabi hastalıklarındaki assit varlığında karın bölgesinde şiddetli ağrı olur.
Assit tablosunda tedavi altta yatan nedene yöneliktir. Tedavide amaç assit kontrolü, nefes darlığı ve karın ağrısı gibi assit ile ilişkili şikâyetlerin rahatlatılması, assit ilişkili karın zarı iltihabı ve diğer komplikasyonların önlenmesidir. Başarılı bir assit tedavisi için doğru tanı şarttır. Örneğin peritonitis karsinomatoza (karın zarında kanser varlığı) idrar söktürücü ilaçlar tedaviye yanıt vermez. Assidi arttıran faktörlerden olan tuz, ağrı kesici ilaçlardan uzak durulmalıdır. Ayrıca, sirotik assitin tedavisinde altta yatan etkenin tedavisi önemlidir. Alkole bağlı kronik karaciğer hastalarında alkol alımının kesilmesi ile assitte gerileme olur. Sirotik assit tedavisinin esası tuz kısıtlaması ve idrar söktürücü tedavidir. Bunun yanında yatak istirahati, sıvı alımının kısıtlanması önemlidir. Aşırı assitte boşaltıcı parasentez (karından iğne yardımıyla assidin boşaltılması) çok değerli katkılar sunar. Medikal tedaviye dirençli sirotik assit tedavisinde ardışık yüksek hacimli parasentez, karaciğer nakli, TİPS veya peritonevenöz şant, tedavi seçenekleri arasında yer alır. Bu yazıda karın şişliği ile kendisini belli eden assit tablosunu sunmak istedim. Böyle bir şikâyeti olan hasta gastroenteroloji polikliniklerine başvurmalı ve gereken irdelemelere imkân tanımalıdır.
Prof. Dr. Şerif YILMAZ
İç Hastalıkları ve Gastroenterohepatoloji Uzm.
drserif71@gmail.com
Özel Palmiye Hastanesi