İBS, diğer adıyla ‘Huzursuz Bağırsak Sendromu’, karın ağrısı, şişkinlik ve bağırsak alışkanlığı değişiklikleri ile seyreden bir hastalıktır. Toplumlarda yaklaşık %10 oranında görülür. Kadınlarda daha sıktır. Yaklaşık bir buçuk metre uzunluğundaki kalın bağırsağın başlıca işlevi ince bağırsaktan gelen sindirilmiş maddelerden su ve tuzları emmektir. Yaklaşık iki litre sıvı madde her gün ince bağırsaktan kalın bağırsağa girer. Dışkı daha sonra kalın bağırsağın içinden bir takım işlemlerden geçerek, tuvalete gitme ihtiyacı ortaya çıkıncaya kadar depo edileceği kalın bağırsağın son kısmı olan rektuma doğru ilerler. Kalın bağırsak hareketi (bağırsak kaslarının büzülmesi ve içindekilerin hareketi), kalın bağırsak kasındaki elektriksel aktiviteyle sinirler ve hormonlar tarafından kontrol edilir. Kalın bağırsağın kasılma hareketleri, içindekileri yavaşça geriye ve ileriye, ama esas olarak rektuma doğru iter.
İBS’nin herhangi bir ciddi organik hastalığa sebep olduğuna ilişkin bir bulgu bulunmadığı gibi, İBS ile Crohn hastalığı ya da Ülseratif kolit gibi iltihabi bağırsak hastalıkları arasında da bir ilişki yoktur. İBS, kansere de neden olmaz. Bazı İBS’li kişiler kabızlıkla (zor ya da seyrek bağırsak hareketleri), bazıları ishalle (sıklıkla acil bir ihtiyaçla ortaya çıkan sık ve yumuşak dışkı) ve bazıları da her iki durumla karşılaşır. Bazen İBS’li kişi dışkılama için kramplı bir ihtiyaç hissedebilir ama bağırsak hareketi gerçekleşmez. Yıllar boyunca İBS kolit, muköz kolit, spastik kolon, spastik bağırsak ve fonksiyonel bağırsak rahatsızlığı gibi çeşitli isimlerle adlandırıldı. Bu terimlerin çoğu yanlış kullanıldı. Örneğin kolit kalın bağırsağın iltihabı (yangı) anlamına gelir. Oysa İBS iltihaba sebep olmaz.
Organik bir sebebe rastlanamadığından dolayı İBS’nin çoğunlukla duygusal çatışma ya da stresten kaynaklandığı düşünülür. İBS’li kişilerin kalın bağırsaklarının normalden çok daha hassas ve tepkisel olduğu ve bu nedenle çoğu insanı rahatsız etmeyecek basit uyarıcılara bile güçlü yanıtlar verdiği düşünülmektedir. Yemek yemek veya kalın bağırsaktaki gaz veya diğer maddelerden kaynaklanan şişkinlik gibi sıradan olaylar İBS’li kişilerde aşırı tepkiye neden olabiliyor. Bazen kasılmalar dışkının geçiş zamanını uzatıyor ve bu da kabızlığa neden oluyor. Çikolata, süt ürünleri ya da fazla miktarda alkol çoğunlukla bu durumun sorumlusu olarak görülebilir. Kafein birçok insanda dışkının yumuşamasına sebep olurken, İBS’li kişileri etkilemesi çok daha olasıdır. Bir diğer önemli nokta İBS’nin cinsiyet ve hormonlarla ilgili olması. Üreme hormonlarının İBS belirtilerini artırdığı ve bu nedenle İBS’li kadınların adet dönemlerinde daha fazla belirtiyle karşılaştıkları ileri sürülmektedir.
Normal bağırsak hareketi bir günde üç kereye kadar olabileceği gibi, bir haftada üç kez gibi seyrek aralıklarla da olabilir. Her iki durum da normal kabul edilir, ancak dışkılamada kan ya da karında kramp şeklinde ağrı yoktur. İBS’li kişiler genellikle kabızlık ya da ishale eşlik eden kramp tarzında karın ağrıları tanımlarlar. Bazen İBS’li hastaların dışkılarında bol mukus (sümüksü yapı) bulunur. Kanama, ateş, kilo kaybı ve devamlı ciddi ağrılar İBS dışı nedenlerin araştırılmasını gerektirir.
İBS genellikle daha ciddi organik hastalık olasılıkları dışlandıktan sonra teşhis edilir. Doktorunuz belirtilerin dikkatli bir tanımlamasını içeren tam bir tıbbi öykü alır. Fiziksel muayene ve laboratuar testleri uygulanır. Kan ve dışkı örneği test edilir. Doktorunuz ayrıca organik bir hastalık olup olmadığından emin olmak için röntgen ya da kolonoskopi gibi tanı yöntemleri uygulayabilir. Kolonoskopi işleminin deneyimli bir gastroenteroloji uzmanı tarafından uygulanması daha doğru olacaktır.
Bu hastalıkta bağırsakta reaksiyon başlatan çevresel, sosyal ve psikolojik etkenler hatırlanmalıdır [yiyecekler (her türlüsü ağrıyı başlatabilir), kahve ve kafein içeren maddeler, enfeksiyonlar, bazı ilaçlar, hormonlar (adetlerle ilgisi), mevsim değişiklikleri, her türlü stres halleri, psikolojik problemler]. İBS’li birçok insan belirtilerinin yemek yemelerinin ardından ya da stres altında olduklarında ortaya çıktığını belirtir. Yemek yemek kalın bağırsakta kasılmalara yol açar. Normalde bu tepki, yemekten sonra 30 ile 60 dakika içerisinde bir bağırsak hareketi olması için uyarıcı rol oynar. İBS’li kişilerde bu uyarı çok kısa zamanda ortaya çıkabilir ve ağrı, kramp ya da ishal buna eşlik edebilir. Tepkinin kuvveti genellikle yemeğin içerdiği kalori ve özellikle de yağ ile ilgilidir. Her şekildeki yağ (hayvansal ya da bitkisel) kalın bağırsak kasılmaları için güçlü bir uyarıcıdır. Birçok yemek, özellikle her çeşit et, kümes hayvanlarının derisi, tam yağlı süt, krem peynir, tereyağı, bitkisel yağ, margarin, hamur işlerine katılan yağ, avokado, fıstık, çerez, çırpılmış krema gibi gıdalar yüksek oranda yağ içerir. Stres de uyarıcı etkiye sahiptir. Zihinsel sağlık terapileri (biofeedback) ve stres azaltma (rahatlama eğitimleri, meditasyon, yoga) İBS’nin belirtilerini gidermeye yardımcı olabiliyor.
Diyetinizi değiştirmeden önce hangi yiyeceklerin rahatsızlığa sebep olduğunu belirleyen bir kayıt tutmanız ve bulgularınızı doktorunuzla paylaşmanız olumlu olacaktır. Süt ürünleri belirtilerinizi artırıyorsa, bu yiyeceklerden daha az tüketmeyi deneyebilirsiniz. Yoğurt daha iyi tolere edilebilir, çünkü laktaz sağlayan organizmalar içerir. Laktaz, süt ürünlerinde bulunan bir şeker olan laktozun sindirimi için gerekli bir enzimdir. Birçok durumda lifli perhiz yemekleri İBS belirtilerini azaltır. Tam tahıl ekmekler ve tahıllar, fasulye, meyve ve sebzeler iyi lif kaynaklarıdır. Yüksek lifli diyetler kalın bağırsağı hafif şiş tutar ve bu da kasılmaların gelişmesini engellemeye yardımcı olur. Doktorlarınız genellikle sadece yeteri kadar lif tüketmenizi önerir ve böylelikle yumuşak, kolay atılan ve ağrısız bağırsak hareketleri ile karşılaşacağınızı belirtirler. Yüksek lifli diyetler gaza ve şişkinliğe yol açsa da birkaç hafta içinde vücudunuzun diyete uyum sağlamasıyla birlikte belirtiler de ortadan kalkacaktır. Fazla yemek yemek hastalarda kramplara ve ishale yol açabilir. Eğer sık ve küçük öğünler alır ya da küçük porsiyonları tercih ederseniz belirtiler hafifleyebilir. Özellikle yemekleriniz makarna, pirinç, tam tahıl ekmek ve tahıllar, meyve ve sebzeler gibi az yağ ve yüksek oranda karbonhidrat içeriyorsa yardımı olabilir. İBS’yi tedavi etmenin belli bir yolu olmamakla birlikte serbest satılan lif katkıları, kabızlık durumunda müshil ya da yine serbest satılan anti-diyare ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca belirtilerinizi gidermeye ve İBS’nin yaşam tarzınız üzerindeki etkilerini azaltmaya yardımcı olabilecek farklı tedavi programları da önerebilir. Şişkinlik ve gaz egemen şikâyetlerde ‘’Düşük FODMAP diyeti’’ bu konuda oldukça yardımcı detaylar içermektedir. Öğünler zamanında ve düzenli olmalı. Yeşil salatalar ana yemekten sonra alınmalı, önce değil. Gıdalar iyi çiğnenmeli, yavaş yenmeli. Özellikle boş mide durumunda aşırı soğuk-buzlu gıdalar alınmamalı. Sakız çiğnenmemeli. Yemeklerle beraber aşırı su içilmemeli. Nanenin ağrı kesici ve bağırsak kası gevşetici özelliği var, ancak reflüyü kötüleştirebileceği hatırlanmalıdır.
Özellikle kabızlık hallerinde sabah aç karna ılık su içilmeli veya kahvaltı sonrası ihtiyaç olmasa bile tuvalete gidilmeli, belli bir süre oturulmalıdır. Tuvalette kalma süresi uzun olmamalıdır. Yine kabızlıkta öğünlerde yapraklı-lifli gıdalar alınmalı. Yeterince lifli yiyecek yiyen İBS’li hastaların dışkılaması daha rahat ve ağrısız olur. Suda çözünür fiber (lif) içeren gıdalara önem verilmeli. Bunlar arasında buğday kepeği, yapraklı sebzeler, baklagiller, tahıllar, pirinç, makarna, erişte, yulaf ezmesi, soya fasülyesi, patates, havuç, tatlı patates, şalgam, pancar, kabak, balkabağı, mantar, kestane, avokado, muz, sayılabilir. Gün içinde bol miktarda su içilmeli (günde 8-10 su bardağı). Erik, incir, kayısı gibi meyvelerin kurutulmuş ve tazelerinin tüketimi arttırılmalı. Meyve suyu yerine meyvelerin kendisi tüketilmeli. Kabuklu yenebilen sebze ve meyveler kabukları ile (soyulmadan) yenmeli. Gün içinde dışkılama hissi geldiğinde geçiştirilmemeli. Kabızlıkta, ishal yapıcı ilaçlar (laksatifler) mümkün olduğunca az tüketilmeli, çok aşırı sıkışıklık hallerinde kısa süreli kullanımlar uygulanmalı. Kabızlıkta günde 3 defa 10’ar squat hareketi (çömelip kalkma eylemi) yapılması önerilir.
Bağırsak alışkanlıklarında belirgin ve uzun süreli değişiklikler olduğunda, kilo kaybı eklendiğinde veya makattan devamlı kanama geliştiğinde başka hastalıkların ekarte edilmesi için Gastroenteroloji uzmanına başvurulmalıdır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.