Uzun bir süredir küçükten büyüğe her yaş aralığını etkisi altına alan zorlu bir dönemden geçiyoruz. Alınan tedbirler kapsamında uygulanan karantinalar, sosyal mesafe zorunlulukları hepimiz için olumsuz sonuçlar doğurmaya devam ediyor. Koronavirüsün sadece fizyolojik belirtiler yaratmadığı, vakaların günden güne artış göstermesi ile insanlarda psikolojik belirtilerde doğurduğu açıkça görülmektedir. Ortaya çıkma nedeninin tam olarak bilinmiyor olması, koronavirüsün kontrol altına alınamaması ve hepimizin potansiyel bir risk altında olması bu salgını bir travma haline getirmiştir. Bu süreç ile birlikte artan kaygı, depresyon, değişen iş ve çalışma koşulları ile birlikte gelen finansal zorluklar, ve sosyal izolasyon bizlere salgın esnasında ve sonrasında gerekli olan psikolojik müdahalelerin önemini açıkça göstermektedir. Pandemi sürecinin başından itibaren bizlerde ortak olarak görülen uyku düzenindeki değişiklikler, beslenme düzensizliği, konsantrasyon bozukluğu, alkol, tütün ve diğer ilaçların artan kullanımı ve en önemlisi kendimiz ve sevdiklerimizin sağlığı ile ilgili günden güne artan korku ve endişeler bizim yeni normalimiz haline gelirken bu yeni normal bazılarımızda geçici bazılarımızda ise kalıcı psikolojik rahatsızlıklara yol açmaktadır. Bu tür durumların önlenmesi ya da hafiflemesi adına yapabileceğiniz kalabalık olmayan saatlerde hem zihinsel hem de bedensel sağlığınız için minik bir yürüyüş, kısa kitap okumaları, ev içerisinde yapılan belli başlı hobiler, günün sadece belirli saatlerinde gündemi takip etmek, kendinize ait bir rutin oluşturmak, gün içerisinde yapılacak olan ufak gevşeme egzersizleri (özellikle kaygı hissedildiği zaman) ve sevdiğiniz kişiler ile hem siz hem de sevdiklerinizin daha az yalnız hissetmesi adına yapılan görüntülü konuşmalar ile bu durumların üstesinden gelebilir, başa çıkamadığınız durumlarda ise psikolojik destek almanızı öneririm.
