Özel İskenderun Gelişim Hastanesi Psikoloğu Esra Bozkurt, yaklaşan tüm sınavlar öncesi öğrencilere “Sınav Stresiyle Başetminin Yolları” konulu bir konferans verdi. Konferanstan çok stand-up havasında geçen Esra Bozkurt’un sunumu, öğrencilerde kahkaha fırtınasına neden oldu. ÖSS başta olmak üzere, Anadolu Liseleri ve diğer tüm sınavların yaklaştığı bugünlerde aşırı stres olan öğrencilere yönelik düzenlenen konferans, Nardüzü Kız Meslek Lisesi’nde yapıldı. Meditasyon dahi yapan Psikolog Esra Bozkurt, esprili anlatımıyla da stand-up çılara taş çıkardı. Psikolog Esra Bozkurt özetle şöyle konuştu: “Hepiniz sınava hazırlanıyorsunuz yaklaşık 3-4 gün sonra sınava gireceksiniz. Ya yapamazsam ya kazanamazsam düşüncesinin git gide artması, o baskının altında çocuğun ne yapacağını bilememesi ve sınav esnasında çok fazla heyecanlanmasına aslında biz kişinin kendi kendisini sabote etmesine sınav kaygısı diyoruz. Bunun bilgiyle bilgisizlikle, hazırlanmakla hazırlanmamakla hiçbir ilgisi yok. Yapamayacağım korkusu daha çok aslında çevre faktörlerine, aile diyoruz öğretmenler diyoruz, arkadaşlar diyoruz onlarla birlikte onların bize bakışı bize yansıttığı duygularla birlikte bizim o yükün altında kalmamız aslında sınav kaygısıdır. Çocuk ya çalışmıştır ya da çalışmamıştır kişi kendisini bilir. Sınav kaygısı çok çalışan çok iyi yerlere gidebilecek çok büyük başarılara imza atabilecek çocuğu, çevresel faktörler dediğimiz insanların beklentilerini karşılayamamadır. “İnsanlar benden başarı bekliyorlar ben bu başarıyı ortaya koymak zorundayım” gibi düşüncenin anasisteme hakim olması diyelim. Sınav esnasında çocuğun yapabileceği soruya dahi konsantre olamadan, işte panik atak dediğimiz o savunma mekanizmasının devreye girmesiyle olan bir şey. Sınav kaygısı ben sınava gireceğim zorda ya da kötü gibi bir şey değil. Daha çok dışarıdaki insanlarla kurduğumuz ilişkide kendimizi ve başkalarını nasıl konumlandırdığımız, algıladığımız gibi bir şey. Sınav kaygısı nedir sorusunun cevabı, bizim başkalarının düşünceleriyle hatta anne babamızın istekleri arzuları, bize bu zamana kadar birçok yatırım yaptılar. Okuttular, dershanelere gönderdiler, özel dersler aldırdılar. Şimdi çok ciddi bir maratondasınız aslında. Bu maraton insanı ister istemez bir sınıfa bir kalıba sokuyor. Bu kalıbın içinde var olabilmek, orada bir başarı ortaya koymak, bu başarıyı ortaya koyup koyamama, koyduktan sonra başardım tamam ama ya başaramazsam. Çevrenizdeki insanlar beklenti içinde olunca haliyle sizin stresinizde artıyor. Şimdi kolu komşu çocuklarını yarıştırıyorlar, bunu yaşayanınız vardır mutlaka, komşunun kızı bilmem kaç puan yaptı siz ister istemez onunla rekabete giriyorsunuz. Sınıftaki arkadaşlarınıza tatlı bir rekabete giriyorsunuz. Hepsi bir araya geldiğinde kendi başarımızı denetlemekten uzaklaşıyoruz. Kendi başarımızı kontrol etmekten uzaklaşıyoruz. Bu benim sınavım şunu yaparım bunu yapamamdan uzaklaşıyoruz. Çok önemliymiş gibi diğer konulara diğer rekabetlere odaklanıyoruz. Bana bir çok kişi geliyor. Sınav kaygısı yaşıyoruz diye geliyorlar. 2-3 girişi olursa sınava çocuğun stresin ve kaygıların daha çok arttığını görüyoruz.”