Hatay Barosu, yargıya ve savunmaya saldırının, hiç bir zaman demokrasi, hukuku devleti ile hak ve özgürlüklere giden yol olmadığını savundu. Hatay Barosu’nun “5 Nisan Avukatlar Günü” mesajını Baro İkinci Başkanı Mehmet Asıl okudu. Sabah Atatürk Anıtı’nda saygı duruşu ve çelenk sunumu törenine katılan Baro Yönetici ve Üyesi Avukatlar adına Baro İkinci Başkanı Mehmet Asıl, geçtiğimiz hafta içinde İstanbul Cumhuriyet Savcısı M. Selim Kiraz’ın şehit edilmesi ile sonuçlanan saldırı olayını bir kez daha kınadıklarını belirtti; ancak bu saldırı bahane edilerek, avukatlara yönelik iki gün süreyle saldırı ve algı operasyonu başlatıldığını hatırlatarak, yürütmenin başından başlayan ve giderek arkasından, basın ve ahlak ilkelerini unuttuğunu, birtakım basın-yayın organlarının da eşlik ettiği bu algı ve saldırı operasyonunun, adliyelerdeki girişlerde avukatların üstlerinin aranmasına kadara uzandığını, bu eylemi kanunsuz ve hukuksuz uygulamaların izlediğini savundu. Baro İkinci Başkanı Asıl şunları kaydetti: “Bu saldırı ve algı operasyonunu tesadüf olarak görmüyoruz. Bu algı operasyonun amacını, vatandaşlarımızı avukat güvencesinden mahrum bırakmak olduğunu düşünüyoruz. Gelinen aşamada yargının giderek siyasetin operasyon alanlarından biri haline gelmiş olması sebebiyle, Ülkemizde büyük çoğunluk, iyi ki Barolar var, iyi ki Avukatlar var diyerek Avukatlara ve Barolara ağır bir sorumluluk yüklemiştir. Avukatlar ve Baroların bu etkin varlığının verdiği rahatsızlık, hukuku yok etmek için yönelen her girişimde Baroların çıkardığı sesten duyulan rahatsızlık Baroları ve Avukatları olağan hedef haline getirmiştir. Bu saldırı ve algı operasyonu bu sebeple tesadüf değildir. Adliyelerdeki güvenlik açığının sebebi olarak avukatlar gösterilemez, avukatlara potansiyel suçlu muamelesi yapılamaz. Adliyelere girişte hâkim ve savcılara hangi tedbirler uygulanıyorsa, avukatlar bunların dışında hiçbir işleme tabi tutulamaz. Avukatlara, meslek itibarını zedeleyici, meslek sırrına zarar veren, baskı ve yıldırma amaçlı hiçbir muamele yapılamaz. Yargı camiasının bütününü oluşturan Hâkim, Savcı ve Avukatlar arasında ayrımcılık yapmayacak, bütünlüğünü bozmayacak ve ortaklaşa bulunacak bütün güvenlik çözümlerine ise her şekilde hazırız.” Atatürk Anıtı’ndaki saygı duruşu ve çelenk sunumu töreninde Baro Başkanı sıfatıyla açıklamasını sürdüren, Başkan Yardımcısı Mehmet Asıl, bundan sonraki hedeflerinin, siyasetin yargı üzerinde olan elinin bir daha hiçbir zaman yargıya uzanmamak üzere çekmesi olduğunu belirtti ve şöyle devam etti: “Demokrasimizin eksiklerini giderip gerçek hukuk devletine ulaşamadığımız için bağımsız ve tarafsız yargıyı oluşturamadık. Bağımsız, tarafsız yargı oluşamayınca Savunma Makamı da yargı erki içinde etkin, kurumsal ve saygın yerini alamadı. 16520_10206235863632928_380718983598740770_n 21319_10206235863992937_6672139859645792934_n 1962622_10206235861992887_5612349521951155991_n (1) 1962622_10206235861992887_5612349521951155991_n 11057761_10206235864432948_5050116995982088472_n 11062768_10206235863312920_1190950488693200293_nTakdir edersiniz ki, yargı, ülkemizde hiçbir zaman tarafsız ve bağımsız olmamıştır. Ancak hiçbir zaman içinde de bu kadar itibarsızlaşmamış ve güven yitirmemiştir. Bu itibar kaybı karşısında; yargı erki içinde yargı yetkisini kullanan unsurları oluşturan Avukatı, Hakimi ve Savcısıyla elbirliği vererek bu itibarı geri kazanmak için her şeye hazır olduğumuzu, Avukatlar olarak üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu defalarca tekrar ettik.”
Hatay Barosu açıklamasında, İstanbul Adliyesi’ndeki güvenlik açığının avukatların yarattığı bir sorun olmadığının altı çizildi ve şöyle denildi: “Avukatlar ve Barolar olarak, uzun yıllardır bütün bu ideallere ulaşmak için mücadele ediyoruz. Her 5 Nisan Avukatlar Günü’nde de bunları haykırıyoruz. Ne yapsak, derdimizi, başta siyasi partiler olmak üzere, toplumun bazı kesimlerine anlatamayınca, bu yıl sorunlarımızı ve çözümlerini sokak ve meydanlarda anlatacağız. Bugün Bursa’da, tüm Baroların katılımı ile ‘Adalet Yürüyüşü’ için bir açık hava toplantısı yapılıyor. Baro Başkanımız Bursa’daki Açık Hava Toplantısı’nda olduğu için aramızda değil. Adalet Yürüyüşü’nün 5 Nisan Avukatlar Günü 2015 kutlamalarına tarihsel bir nitelik kazandırarak, gerçek hukuk devletine ulaşmamızda önemli bir aşama oluşturacağına inanıyoruz. Adliyelerdeki güvenlik açığı, Avukatların yarattığı bir sorun değil ve herkese eşit bir uygulama ile çok kolay çözülebilir. Ama buna varıncaya kadar düzenleme bekleyen birçok alan var. Eğer illa bir düzenleme gerekiyorsa, gelin el ele verelim ve bir daha hiç kimsenin hiçbir zaman el uzatmayacağı, bağımsız-tarafsız yargıyı elbirliği ile uzlaşı içinde kuralım. Eğer illa bir düzenleme gerekiyorsa, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan Adalet Bakanı ve Müsteşarını çıkaralım. Eğer illa bir düzenleme gerekiyorsa, Hâkim ve Savcıların mesleğe kabulünde, Yüksek Mahkeme üyelerinin seçimlerinde objektif kriterleri sağlayalım. Hâkim teminatını sağlayalım. Hakimlerin, Adalet Bakanlığı ile olan bağını keselim. Eğer illa bir düzenleme gerekiyorsa, gelin Avukatlık Yasası’nı; Avukatların, Baroların ortak iradesine ve çağa uygun bir düzenlemeye kavuşturalım. Avukatlık mesleğine ve Staja girişte bir kangren halini alan Avukatlık Sınavını düzenleyelim. Eğer illa bir düzenleme gerekiyorsa; Mesleğe kabulde ve disiplin işlemlerinde Adalet Bakanlığı’nın katılımını sona erdirelim. Adalet Bakanlığı’nın, Türkiye Barolar Birliği ve Barolar üzerindeki idari ve mali denetimine son verelim. İç Güvenlik Paketi gibi paketleri düzenlemekten, yeni Hukuk Fakülteleri açmaktan, Baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin görüşünü almadan Hukuk Fakültesi açmaktan, Hukuk Fakülteleri’nin öğrenci sayısı arttırmaktan vazgeçelim. CMK tarifesini, asgari ücret tarifesi seviyesine çekelim. Meslek onuru ve saygınlığı ile bağdaşmayan şartlarla bankaların, kamu kurumlarının, tüzel kişilerin Avukatlık Kanunu’na aykırı sözleşmeleri düzenlemesine engel olalım. Kamuda görevli hukuk müşavirlerini ve hazine avukatlarını memur olmaktan çıkarıp, Avukat olarak kabul edelim. Adli Kolluğu kuralım. Avukatların iş takibini ve belge ve bilgiye erişimini sağlayalım. Ücretli çalışan avukatların çalışma koşullarını iyileştirilelim. Stajyer avukatların staj süresince en az asgari ücret seviyesinde gelirini sağlayalım. Staj kredilerini, karşılıksız bursa çevirecek sistemi kuralım. Staj eğitiminin niteliği geliştirelim ve mesleğin ‘toplumsal’ yönünü genç avukatlara aktaracak bir anlayışla sürdürülmesini sağlayalım.” Hatay Barosu açıklamasının son bölümünde de, Avukatlık mesleğinin, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin ihtiyaçlarına ve bunun gerektirdiği etik kurallara göre biçimlendirilmesinde tüm toplumun yararı olduğuna vurgu yapıldı ve şöyle devam edildi: “Avukatlara dokunmakla avukata saldırmakla, toplumun savunma hakkına, insanların yaşam hakkına, hukukun üstünlüğüne, hak ve özgürlüklerine dokunulduğunu kabul ediyoruz. Yargıya ve Savunmaya yönelen saldırılar bu tutum bizi savunmanın dokunulmazlığına, yargı bağımsızlığına, demokrasiye ve hukuk devletine götürmüyor. Avukatlık mesleğinin ve meslek örgütlerimizin toplumdaki saygın yerini ve bağımsızlığını ancak ‘toplumsal’ sorumluluklarını sahiplenerek koruyabileceğini unutmamalıyız. Avukatı, Hakimi ve Savcısıyla elbirliği vererek yargının itibarını geri kazanmak ve savunmanın dokunulmazlığını sağlamak için bizler üzerimize düşen her şeyi yapacağız. Avukatlara yönelik şiddete varan saldırılar durmadığı, siyaset yargı üzerinden elini çekmediği takdirde savunmadan gelen gücümüzü kullanacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”