
Bu nedenle, devlete yıllarca hizmet etmiş memurların emekliliklerinde yoksulluk sınırının altında maaş almaları acı bir kader haline gelmektedir. 2008 yılında yapılan sözde Sosyal Güvenlik reformu, işçiler ile memurlar arasında sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı bakımından eşitlik getirmek amacıyla çıkarılmıştı.Kanun, memurların bütün haklarını budadı ama memur emeklilerinin içler acısı haline ve insan haklarına dahi aykırı olan bu haksızlığın sürmesine göz yumdu. Hükümet, memur emeklilerine adeta zulmetmeyi tercih etti. İşçilerin çalıştıkları sürelerin tamamı kıdem tazminatına sayılıyor ama memurlara ‘30 yıldan fazla süre çalışırsan, ikramiye vermem’ deniliyor. Oysa emeklilikte yaş sınırı 65’e çıkarıldı ve bir memurun emekli olabilmesi için en az 40-45 yıl çalışması gerekiyor. Böylece memurların en az 10-15 yılı, emekli ikramiyesi hesabında iç ediliyor. Biz işçilerimizin emekli maaşlarının ve kıdem tazminatlarının yüksekliğini değil, memurlarımızın emekli maaşı ve ikramiyelerinin düşüklüğünü ve yaşanan adaletsizliği dile getiriyoruz. Biz, hak yerini bulsun, nimette de külfette de adalet ve eşitlik olsun istiyoruz. Sorunlara kulaklarını tıkayanlara, 500 bin dilekçe ile sesimizi duyuracak, adalet isteğimizi ileteceğiz. İktidarın görevi adaleti sağlamaktır” dedi. Sendika yöneticileri, yapılan açıklamanın ardından başbakanlığa dilekçeleri gönderdiler.