Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir Simon manastırının ilçe idari sınırlarına iade edilmesiyle ilgili belediye meclisine önerge vererek önemli bir çalışma başlattı.
Bu çalışmanın esaslarına,nedenlerine dair önemli açıklamalarda bulunan başkan Nehir Yetkililerden de bu konuda destek beklediğini ifade etti. İlçenin tarihsel bağlarından koparılamayacağını belirten Başkan Nehir tarihsel dokunun bozulmaması adına ,ilçeye adını veren St.Simon alanının ilçe sınırları içinde kalması gerektiğini ifade etti. Başkan Nehir ile adeta tarihe yolculuk yaptık.
Soru: Büyükşehir yasasında köyler mahalle olurken iki yeni ilçe oluşturuldu. Bu arada St. Simon Manastırının bulunduğu Aknehir beldesi de Defne sınırlarına dâhil olunca St. Simon Manastırı Defne sınırlarına alındı. Ancak Samandağ belediye meclisinin mayıs ayı toplantısında sizin imzanızla bir önerge vererek Simon manastırının ilçemize tekrar iade edilmesi için gerekli yasal işlemlerin başlatılmasına start verildi. Sayın başkan neden böyle bir çalışma gereği duydunuz? St.simon ile ilgili meclis önergesini gündeme getirme nedeniniz nedir? Bu konuda görüşünüzü alabilir miyim?
Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir: Elbette, memnuniyetle. Sorunuzu cevaplamadan önce Samandağ’ın tarihçesini iyi bilmek ve kısaca bundan biraz bahsetmemiz gerekir. Önceleri Al-Mina veya Posedium olarak bilinen ilçemiz daha sonra Seleucia Pieria, Selefkiye, Simon Limanı ve nihayetinde Süveydiye olarak adlandırılmış. Bu adlandırmalar zoraki değil süreç içinde değişen uygarlıkların dillerine uygun bir değişime sahne olmuş. Ancak yakın tarihte birden bire yer isimlerinin Türkçeleştirilmesi adı altında binlerce yerleşim yerinin adı tarihsel bağlarından koparıldı. Böylece köksüz, manasız veya gülünç denebilecek yeni isimler monte edilmeye çalışıldı. Şimdi bakıyorsunuz parselasyon işlemlerinde veya eski paftalarda isimler farklı. Halbuki o isimleri incelediğinizde mutlaka bir nedeni vardır. Aynı şekilde yeni ve anlamsız sınırlar icat edildi. Ben bu konuda duyarlı olduğum için böyle bir önerge verme ihtiyacı duydum.
Soru: Yani sizce şimdiki isimlerin tarihsel dayanakları yok mu? Bu yüzden mi böyle bir önerge verdiniz?
Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir: Öncelikle şunu belirteyim oluşturulan yeni ilçelerin tarihsel hiçbir dayanakları yok. Yunan ve Roma dönemlerinde Defne Antakya’nın (Antiochia), Arsuz (Rhosus) ise İskenderun’un (Alexandrette) sayfiye bölgeleriydi. Tüm dünyada devletler gereksiz masrafları kısmak için yeni tedbirler almaya çalışırken bizde bir günde çıkarılan bir yasa ile iki yeni ilçe oluşturuldu. Bu iki ilçenin sadece kamu teşkilatları bile muazzam bir masraf demektir. Elimde yetki olsaydı Hatay’ın idari sınırlarını eski haline getirir, buraya ayrılan bütçeyi üretime tahsis eder, her ay bir fabrika veya istihdam sağlayacak bir yatırım yapardım. Bir de yeni ilçelerin sınırları öyle yanlış çizilmiş ki bunu yapanların sadece siyasi hesaplarla hareket ettiklerini düşünüyorum. Antakya’nın ortasına kadar giden bir Defne sınırı ve İskenderun’un kalbine kadar sokulan bir Arsuz sınırı var. Hangi mantıkla bunu yaptılar? Aklıma iyi şeyler gelmiyor ama devlet kendi vatandaşlarını resmen ayırıma tutmuş görünüyor.
Şimdi sorunuza gelelim. Belediye meclisine verilen önerge önemlidir. Çünkü Samandağ’ın adı St. Simon’dan gelmiştir. Yerel değişle Sem’an, Simğen, Saymın veya Simeon, gibi. Bu isimlerden yola çıkarak önce manastırın bulunduğu dağa Saman Dağı adı verilmiş ardından Süveydiye olan ilçemizin adı 2 Ocak 1948 yılında alınan bir kararla Samandağ olarak değiştirilmiştir. Bu da aslında hatalı bir isim seçimidir bence.
Soru: Neden hatalı sizce sn. Başkanım?
Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir: Eğer bir yere atfen isim verecekseniz o ismi bozmadan kullanmalısınız. O zaman Simondağı yap. Bu isim belki tarihsel geçmişle daha uyumlu olurdu. Samandağ yaparsan burayı bilmeyenlerin -ki sık sık şahit olduğum gibi- çorak bir bölge, buğdaydan başka şey yetişmeyen dağlık arazi sanıyorlar. Sonra haritaya bakınca aa meğerse deniz kıyısı, geniş bir ovanın kenarında olduğunu görüp şaşırıyorlar. Bana kalsa ben Süveydiye adının tekrar verilmesi için çabalardım. Çünkü Süveydiye her ne kadar koyu gölge anlamı taşısa da eski Selevkiya’yı (Seleucia Pieria) da çağrıştıran bir isimdir. Hatta İncil’de adı geçen bir şehirdir. Elçilerin İşleri bölümünde Selefkiye diye geçer. Her şeye rağmen St. Simon Manastırının tekrar ilçemize kazandırılması için çalışmak takdire şayan bir harekettir. En azından bunu düşünmek, gündeme getirmek çok önemlidir. Umarım önergenin yasal süreci olumlu neticelenir.
Soru: Bu konuda söyleyecek başka bir görüşünüz var mı?
Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir: Elbette söylenecek çok şey var ancak çok basit bir şey söyleyeyim. Bir yerin idari sınırları çizilirken doğal yapı temel rol oynar. Şimdi bakıyorsunuz Defne ilçesi sınırı Asi Nehri ve Büyük Karaçay deresi boyunca devam ediyor. Bunun tek istisnası Aknehir. Defne ilçesinin Asi ötesinde Samandağ tarafındaki tek toprağı burasıdır. Samandağ bu kesimde Saman Dağı ve ova arasında sıkışmış durumda. Hani siyasi olarak da kimseye bir faydası ya da zararı yok. Hangi mantıkla bunu yaptılar anlamak gerçekten zor. Bu yüzden en azından St. Simon manastırının tekrar ilçemize kazandırılması önemli bir adımdır. Olumlu olması halinde yanlış bir karardan dönülmüş olur, en azından kısmen.
Soru: Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz.
Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir: Rica ederim, ben de duyarlılığınız için teşekkür ederim.