Doğu Akdeniz Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, 7 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkan siyasi tablonun olumsuzluk olarak değerlendirilmemesi gerektiği kaydedildi. Seçim sonucunun ülkemizde demokrasinin güçlendirilmesi ve toplumsal uzlaşının sağlanması için bir fırsat olduğuna dikkat çekildiği açıklamanın devamında, “7 Haziran seçimlerinin sonucunda görüldüğü üzere halkımız herhangi bir partiye tek başına hükümet kurma yetkisi vermediği gibi, oy kullanan seçmenlerin %95,23’ü gibi önemli çoğunluğunun temsil edildiği bir meclise olanak sağlamıştır. Demokrasinin gereği bu sonuç her birey her kurum her kuruluş tarafından farklı yorumlanabilir lakin toplumun siyasi tercihlerinde daha az tolerans gösterdiği ve daha keskin davrandığıda aşikardır. Ancak bu bir olumsuzluk değildir. Aksine bu sonuç ülkemizde demokrasinin güçlendirilmesi ve toplumsal uzlaşının sağlanması için bir fırsattır. Şu andan itibaren siyasi partilerin, toplumun refahı ve ülkemizin çıkarlarını gözeten paydalarda, demokrasiye yakışır şekilde bir araya gelerek, kendilerine temsil yetkisi veren halkımıza örnek teşkil etmeleri ve bu birliktelik kültürünün tabana yayılmasına ön ayak olmaları gerekmektedir.Şüphesiz TBMM’de gerçekleşecek böyle bir güç birliği son iki yılını seçimlerle geçirenülkemizde siyasi ve ekonomik istikrarın bir an önce tesisi için de şarttır. Zira önünde büyük hedefler bulunan ülkemizin kaybedecek zamanı olmadığı gibi yapılacak bir erken seçimin de gelecek adına kazandıracağı bir şey bulunmamaktadır. İş dünyasında bir sivil toplum kuruluşu olarak, karar vericilerden beklentimiz,
sıte ıcın• Öncelikle tıpkı oluşan meclis gibi halkın olabildiğince büyük bir çoğunluğunun tercihlerinin yansıdığı ve siyasi partilerin seçim çalışmalarında yapmış oldukları vaatlerden taraflarca ortak kabul görülenleri hayata geçiren bir koalisyonun kurulması, tarafların ortak kabul görmeyen vaatlerinin koalisyon süresince askıya alınması
• Koalisyonun Kurucu Meclis gibi, ülke için olmazsa olmaz önceliklerini gerçekleştirerek Türkiye’yi Avrupa Birliği normlarına yükseltilmesidir.
Bunun sonucunda görülecektir ki bir süre sonra, taraflarca ortak kabul görmeyen vaatlerde yerine gelecek veya yerine gelmesi için şartlar oldukça kolaylaşacaktır.Oluşturulacak bu uzlaşı ortamında, yerli ve yabancı yatırımcılar kendilerini daha güvende hissedip yatırımlarını hızlandırarak devam ettirecektir.Bununla birlikte komşu ülkeler ve bütün dünya ile sıfır sorun politikası,dış ticaretin hızla yükselmesini sağlayıp, etrafımızdaki ülkelerin içine düştüğü katostrofik ortamın sona ermesine katkıda bulunacaktır. İnanıyoruz ki böylesi bir ortamda,Avrupa Birliği ve Trans Atlantik Ticaret-Yatırım Ortaklığına dahil olmamıza engel bir sorun da kalmayacaktır. Demokrasi, insan hakları, ekonomi, kültür, sanat veya spor hangi alanda olursa olsun ölçülebilir her değerde, başarının açıkça gözlemlenebildiği her aktivitede adı zirveyle anılan bir ülkede yaşamak,şüphesiz yöneten-yönetilen her Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı’nın hayalidir. İşte şimdi, bu hayali ütopya olmaktan öteye taşıyacak, tepeden tabana doğru yayılan bir uzlaşıyı harekete geçirmenin tam zamanıdır” görüşlerine yer verildi.